Her insanın bir yerden bir yere savrulduğu bu çağda, kimsenin dönüpte bir diğerine bakmaya mecali yok.
İnsanlık yalnız, insanlık kimsesiz ve ölmüş..
Bu sesler ormanında kaybolan insanların çığlıklarıyla dolu bir çağ bu.
Sahi, çaresizliğimizin, kimsesizliğimizin ve acımızın çığlıkları sizinde kulaklarınıza ulaşıyor mu bayım?
Yoksa sadece kendimize yankı yapan bir çığlık mı bu?
Yada kendimizi kaptırdığımız o hiçlik dünyasının bir eseri mi bu bize?
Sahi ben hangi dünyadayım?
Burada ne yapıyor, ne için yaşıyorum.
Durup biraz düşünmek lazım değil mi?
Peki neden benim buna mecalim yok.
Belki bir gün buna mecalim olur ve düşünürüm.
İşte o zaman benim için bambaşka bir çağın başlangıcı olacaktır..
***
Sözlerime Erdem Beyazıt'ın çok sevdiğim Karanlık Duvarlar şiirinden birkaç dizeyle bitirmek istiyorum.
Aslında tamda bu zamana ve çağımızın insanına hitap eden, yüreğe dokunan bir şiir.
Sizleri de sözlerin girdabında kaybolmuya davet ediyor ve şiiri bırakıyorum.
Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda,
Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum,
Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor.
Bir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalan bir deniz gibi.
Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu.
ERDEM BEYAZIT
Yorumlar
Kalan Karakter: