Bir toplumun kaderi, sınıf tahtasının başında duran öğretmenin nitelikleriyle doğrudan ilişkilidir. Özellikle özel okullar, çocuklarımıza iyi bir gelecek sunma umuduyla tercih edilen kurumlar olarak, bu sorumluluğun merkezindedir. Ancak günümüzde bazı özel eğitim kurumlarında öğretmen seçiminde liyakatten çok sadece “diploma”ya bakılması, eğitimde büyük bir erozyon yaratmaktadır.
Yeni mezun, deneyimsiz bireylerin, sadece öğretmen unvanını taşımasıyla yetinilmesi, gerçek eğitimcilerin yıllar süren emeğini gölgede bırakmakta, eğitim kalitesini düşürmektedir. Eğitimde başarı, rastgele yapılan tercihlerle değil; liyakatli, donanımlı, karakterli ve vizyon sahibi öğretmenlerle mümkündür.
Öğretmenlik; sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda rehberlik etmeyi, kriz anlarında çözüm üretmeyi ve öğrencinin gelişimine yön vermeyi gerektirir. Bu sorumluluğun altından kalkabilecek kişiler, ancak sistemli bir değerlendirme sürecinden geçmiş olanlardır. Aksi halde, sınıf içinde yaşanabilecek sorunlara müdahale edemeyen, temel düzeyde bilgi eksikliği yaşayan bireylerin eline bırakılan çocuklardan sağlıklı bir gelecek beklemek mümkün değildir.
Özel okullar, veliler için büyük fedakârlıkların ürünüdür. Bu kurumlar, velilerin beklentilerine sadece modern binalar ve etkileyici broşürlerle değil; nitelikli, yetkin ve liyakatli öğretmen kadrolarıyla yanıt vermelidir. Bu noktada aşağıdaki nitelikler olmazsa olmazdır:
Mesleki deneyim: Aday öğretmenler, mutlaka uzun süreli staj süreçlerinden geçmiş ve deneyimli öğretmenlerin gözetiminde yetişmiş olmalıdır.
Psikolojik yeterlilik: Öğrencilerle sağlıklı bir iletişim kurabilecek, duygusal dayanıklılığı olan öğretmen adayları tercih edilmelidir.
Akademik yetkinlik: İlkokul ve ortaokul düzeyindeki temel bilgileri güvenle aktarabilecek bir düzeye sahip olunmalıdır.
Kriz yönetimi: Öğrenci merkezli yaklaşım ve sınıf içi sorunlara etkili çözümler üretme becerisi öncelikli olmalıdır.
Eğitimde kalite, tesadüflerle değil, liyakatle inşa edilir. Bu nedenle, yalnızca diploma değil, gerçek yetkinlikler dikkate alınmalı; öğretmen adayları hem bilgi hem de psikolojik sağlamlık açısından ciddi sınavlardan geçirilmelidir. Aksi halde, yalnızca bireylerin değil, toplumun geleceği de riske atılır.
Kolej tabelalarının ardında yalnızca estetik değil, gerçek bir eğitim vizyonu görmek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki eğitimde başarı, ancak ve ancak liyakatle gelir. Bu anlayışla hareket eden kurumlar hem kendi marka değerlerini korur hem de ülkenin geleceğine katkı sunar. Liyakate dayalı eğitim modeli, geçici çözümlerin değil, kalıcı başarının anahtarıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: