Buyurun size tarihi ve ibretlik bir vesika.
Hz. Ömer, halife seçildiği ilk gün aldığı karar; Halid bin Velid gibi büyük İslam Komutanını görevden almak oldu.
Yermük'de büyük bir savaş hazırlığı yapan Halid bin Velid’e mektup gönderip, "Seni komutanlıktan azlettim." dedi. O an bir karışıklık olmasından endişe eden Halid bin Velid, mektubu gizledi ve zafer sonrasında karara itaat ederek görevi bıraktı.
Girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen, İslâm'ın büyük komutanlarından Halid bin Velid’in görevden alınması, halk arasında da tepkiyle karşılandı.
Bu tepkiler üzerine Hz Ömer şöyle der;
"Hâlid bin Velid’in” savaşlarda gösterdiği üstün başarılar, ona halk arasında insanüstü vasıflar yüklenmesine sebep olmuştur."
Ona kutsallık atfedilmeye başlandığını ve efsanevi bir karaktere dönüştürüldüğünü gördüm.
—O, olmazsa savaş kazanılmaz.
—O, yoksa İslam Devleti'nin sınırları genişleyemez.
—O'nun komuta ettiği ordu yenilmez.
—Bütün güç ve kudret Halid bin Velid’e aittir.
Halid bin Velid’e yüklenen ve halk arasında ilâhlaştırılmasına yol açan bu söylemler üzerine, Hz. Ömer, böyle bir karar aldığını söyler…
Mesele, tamamen müessir bir şahıs etrafında şahsileşince, güç, kudret, şan ve şöhret abartılınca, başarıları tek bir kişiye mal edip, şahısın kendisi daha çok ön plana çıkıp, kutsallaştırılınca; bunun adı “Halid bin Velid” dahi olsa sıradan bir askere dönüşeceğini “Ömer’i” bir anlayışla tüm insanlık öğrenmiş oldu..
Buna rağmen yaşadığımız coğrafyada Devlet birilerin, şahsi çıkarlar ya da keyfi anlayışlar üzerine bina edilerek yönetemeyeceği gibi şahısları kutsallaştıran, ilâhlaştıran, ilâhi vasıflar yüklenerek efsanevi bir hâle büründüren;
“Allah’ın vasıflarını taşıyor” gibi;
“Bir daha peygamber gelmiş olsaydı mutlaka ''o'' olurdu gibi sözler şirkin ta kendisi değil mi?
O olmazsa; devlet olmaz, uçak olmaz, roket olmaz, gemi olmaz, açlık olur, sefalet çoğalır, karışıklık doğar, ülke elden gider, bekâ sorunu gün yüzüne çıkar."
"O düşerse, Devleti Ala düşer. Anadolu toprakları düşerse, Âlem-i İslam da düşer," gibi toplumsal akıl tutulmasının muhatabı olan bu kişi, günümüzde “Halid bin Velid” bile olsa görevden azledilmeli.
Çünkü;
Devletler; adalet, istişare, ehliyet, liyakat esasına dayalı ve her başarıda tevazu gösteren kişiler tarafından yönetilmeli.