Bir 24 Kasım’ın sevinci ve mutluluğu içinde olan bütün bir günlük saygıdeğer öğretmenlerimizin ellerinden öperim. Sonraki 364 günün sefaletiyle baş başa bırakmanın huzuru ve mutluluğuyla gelecek 24 Kasım’da görüşmek dileğiyle.
*****
Bahtı tahtası gibi kara, umudu elindeki tebeşiri gibi ak pak olan sevgili öğretmenim. Kirayı düşünmeden çocuklarımızı eğitmeni istiyoruz senden. Bana ne yakacağından, bana ne yiyeceğinden. Sen çocuklarımızı eğit ve öğret sevgili öğretmenim!
*****
Sevgili öğretmenim, yolu yokmuş, sobası eskiymiş, pencere naylonluymuş, ücra bir köymüş mazeret yok. Misakı Milli mi ‘Evet git çocukları eğit’ derler.
Sevgili öğretmenim çok işin var çok! Defter yok kalem yok kıyafet yok ayakta ayakkabı yok. Öğrencinin çaresi yine sende güzel yürekli öğretmenim.
*****
Sevgili öğretmenim, kızlar okula demek de senin görevin; memleketin çağdaşlaşması, medenileşmesi kız çocukların eğitime dâhil edilmesi, mürekkepli kadınların eliyle olur. Bu en büyük görevde senin öğretmenim.
Sevgili öğretmenim bir büyük görevin daha var. Memlekete kravatlı takım elbiseli zengin, şatafatlı yaşamları olan ama size yoksulluğu, terk edilmişliği, unutulmuşluğu ve doğal olarak kırgınlığınıza sebep olan maaşlarınızı belirleyen vekilleri de yetiştirmek sizin işiniz.
Sevgili idealist öğretmenim, aklı, bilgiyi, insanca değerleri yücelterek içinde yaşadığı toplumu ayırmadan kendinden ve başkalarından korkmayan; öğrendiklerini uygulayan, özgür bilime âşık memlekete sevdalı ve yaratıcı bireyler yetiştirmekte sizin göreviniz.
*****
Sevgili öğretmenim, her şeye rağmen genç bir cumhuriyetten olgun bir medeniyete taşıma ilkesi içinde verdiğin onca mücadeleye ve azimli duruşa binlerce teşekkür ve binlerce selam olsun.