Malumunuz olduğu üzere 31 Mart seçimleri yaklaşıyor.
Seçim yaklaşırken; “Bunun sadece bir yerel seçim olmadığını, tüm halklar ve modern kentler için yeni, yeniden bir yönetim modelini hayata geçirecek olanlarla, merkeziyetçi ve emir eri olacaklar arasında yapılacak bir seçim olduğu bilinciyle sandığa gidilmeli.
Öncelikle hep birlikte yaşadığımız Şehrimizi koruyalım;
Hep birlikte yaşadığımız kentimizi sahiplenelim;
Yaşadığımız şehri, dolaştığımız sokakları, caddeleri, mahalleleri, ağaçları,kuşları, uçuşan böcekleri, ışıl ışıl akan dereleri, barajları, gölleri, tarıma elverişli toprakları, yeşile hasret çocuklarımızın yarınlarını ve halkların yaşanılır şehirlerde yaşama hakkını koruyalım.
Peki kimden;
Talancı, soyguncu, hortumcu, vicdansız yaratıklardan.
İhaleye fesat karıştıran, yanlı, yandaş ve partidaş anlayışlardan.
Vatandaşın cebinde, malında, yiyeceği bir lokma ekmekte gözü olanlardan.
İmar affı çıkaranlardan, yaşanan depremlerde yıkımlara sebep olan sorumlularından.
Beton bloklardan, yaptıkları kartondan rezidanslara kadar büyük paralarla palazlanan belediye müteahhitlerden.
Çöken binalardan yükselen çığlık seslerine, günlerce sağır, kör, dilsiz olanlardan.
Tarihi mekanları talan eden ekolojiye zarar veren siyaseti yeni rant ve paylaşım alanları açma hayali için yapan şehirlerimize ve kentlerimize göz diken siyasetçilerden ve partilerden koruyalım.
Yerelden yerinden belediyeciliği seçelim;
Partiler üstü bir belediye yönetim anlayışınının hakim olduğu, halkların yönetime direk dahil edildiği, mahalle meclislerinin, özgün ve özgür kadın yapılanmalarının kurulduğu, desteklendiği ve yönetime direk dahil edildiği, gençlerin söz söyleyebileceği, muhtarların dikkate alındığı, yerel parlemento anlayışıyla yönetecek zihniyetlere yönelelim.
Yerel yönetim biçimi, yerinden yönetme anlayışı, toplumsal, sosyal ve kültürel gelişimi sağlayacak perspektifte olan belediyeciliği tercih edelim.
Gelin hep birlikte, yeni dönemin belediye yönetim modelini bir “kamusal örgütlenme” şekline dönüştürelim.
Belediyeleri, birer dayanışma merkezi ve odağı haline getirelim.
Toplumsal sorun giderme merkezleri olan belediye anlayışını önemseyelim.
Birer İstihdam oluşturma alanlarına,
üretim şantiyesine, dayanıklı konut seferberliğinin önemsendiği, yeniden dönüşüm modeline, modern kent görünümüne, markalı şehirler oluşturma projesine, yemyeşil ve oksijen deposu ormanların korunmasına, çiftçiyi destekleyen, tarıma elverişli alanları koruyan, yoksulun yardımına öncelik veren, muhtaç bedenlere, dezavantajlı bireylere, eğitimi, sanatsal ve kültürel yönden destek olmayı amaç edinen muhtaç çocuklara yepyeni bir yaşam biçimini vaat eden ve bunun mümkün olduğunu gösteren, üreten insanları dinleyen önemseyen anlayışlara yönelelim.
Halk iradesinin gasp edilmediği,
Sosyal belediyecilik palavraların atılmadığı,real belediyeciliğin halk için hakça adil pay edildiği bir belediye anlayışını destekleyelim.
“Genel siyasetle ilgilenmeyen,siyasi polemiklerle zamanını heba etmeyen”
Gülüşü sıcak, direnci yüksek, ufku geniş, etrafına güven veren, sevgi dolu yürekleri tercih edelim.
Keskin ideolojik hatlardan uzak, yurttaş bazlı hizmet belediyeciliğinin önemseyen adaylara yönelik çalışmalar yapalım.
"Hılful-Fudûl" adlı, toplumsal sıkıntıların çözümünde bir güç olan bu anlayışı ve yönetim modelini belediyelerimize taşıyalım.
Kentlerin tarihine ve kültürel değerlerine hep birlikte sahip çıkacak anlayışlarda kenetlenelim.
Kentin estetiğini koruyacak idealist insanlara yönelelim.
Küresel ekonominin yarattığı eşitsizliği, adaletsizliği, çaresizliği, sınıfsal ayrımcılık yapan politikaları/politikacıları, devlete ve kişilere zorlanan biat kültürünü, ekonomik buhranda yaşam savaşı veren insanlara dayanışmayla yardım edecek olan bilimsel akıllara ve vicdanlı adaylara yönelelim.
Kendimizi ve kentimizi eğitime, bilime, özgür ve eşit yurttaş zihniyetine önem veren, bunu yönetim modeline de yansıtan ve en önemlisi halka hizmet etmeyi, yaptığı işin hakkını verecek olan, insanı merkeze alan ve liyakati elden bırakmayacak olan yöneticileri tercih edelim.