Neşet KARADAĞ-ÖZEL
ADANA(GÜNAYDIN)-Suriye'de 2 Türk askerini yakarak öldürdükleri iddia edilen DEAŞ'li teröristlerden Hasan Aydın'ın 3 kardeşinin de aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 25 kişi hakkında 'DEAŞ Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı. DEAŞ üyelerinin kurdukları WhatsApp gurubu üzerinden dünyanın diğer ülkelerindeki örgüt üyeleriyle mesajlaştıkları, dini duyguları istismar ederek örgüte Yabancı Terörist Savaşçılar kazandırdıkları ortaya çıktı.
DEAŞ terör örgütünün deşifresine yönelik olarak yapılan çalışmalarda, Adıyaman'ın Kahta İlçesi'nde yakalanıp 'Silahlı Terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak' suçundan tutuklanan Suriyeli Ahmed Alsofouk'un kullanmış olduğu telefonunun WhatsApp bölümünde “Allah’ın Şeriatı Yöneticileri” isimli bir grubun bulunduğu, bu grubun DEAŞ terör örgütü propagandası yaptığı ve DEAŞ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen kafa kesme infaz görüntüleri paylaştıkları, haberleşmede bu grubu kullandıkları tespit edildi. Bu grupta bulunan şahısların çoğunluğunun Adana'da olduğunun saptanması üzerine DEAŞ'a yönelik 30 Aralık 2016'da operasyon yapıldı. Aralarında Suriye'de Türk askerlerinin yakılarak öldürülmesi nde yer alan DEAŞ üyesi Hasan Aydın'ın kardeşleri Davut, Recep ve Remzi Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si Suriye vatandaşı 25 kişi yakalandı.
DAVA AÇILDI
DEAŞ Silahlı Terör Örgütüyle ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, tutuklanan Recep, Remzi Aydın, Ahmet Hazar, Mehmet Emin Yıldız, Muhammed Emin Doğucu, Refik Yaprak, Selahattin Arslan ve Tuna Özaltun ile tutuksuz sanıklar Davut Aydın, Ahmet Tangüner, Ali Çift Süren, Coşkun Yalçın, Cumali Oğuz, Doğan Dişkaya, Emrah Yılmaz, Eyyüp Işık, Mehmet Sıddık Sular, Muhammet Özaltun, Orhan Renksizbulut, Rıdvan Yenigül, Salim Çaka, Seyfullah Gülşen, Süleyman Segınç ile Suriye vatandaşları Ali Haşo ve Rıdvan Elsufuk hakkında 'DEAŞ Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan iddianame hazırladı. Adana 2.Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame yapılan incelemenin ardından kabul edildi.
SOSYAL MEDYAYI KULLANIYORLAR
35 sayfa ve 7 klasörden oluşan iddianamede, sanıkların 15'er yıl hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamede, DEAŞ örgütünün tanımı ve faaliyetlerine yer verildi. DEAŞ terör örgütünün dini istismar ederek, sözde dini kuralları esas alan devlet kurmaya yönelik ideolojik bir hedefinin olduğu belirtilen iddianamede, örgütün eleman kazanma noktasında en fazla başarı gösterdiği alanların başında, Yabancı Terörist Savaşçıların (YTS) geldiği, çatışma bölgelerine geçiş yapan YTS’lerin örgüte kazanımı kapsamında kullanılan en etkin yöntemlerden birisinin, örgütün sosyal medya üzerinden profesyonel anlamda hazırlanan görüntü ve video klipleri (dini faaliyetler, açıklamalar, infazlar, askeri görüntüler, operasyonlar…) ile yaptığı propagandalar olduğuna dikkat çekildi. İnternet kullanımı konusunda daha önce örneği görülmemiş düzeyde etkinlik yakalayan örgütün takipçilerine (muhtemel Yabancı Terörist Savaşçılar) ulaştığı kaydedildi.
FIRAT KALKANI'YLA BÜYÜK DARBE VURULDU
Ülkemize yönelik olarak terör örgütleri tarafından özellikle DEAŞ'ın gerçekleştirdiği saldırılara karşı Türk Silahlı Kuvvetlerimizce başlatılan ve halen devam etmekte olan Fırat Kalkanı operasyonunda, DEAŞ terör örgütü kontrolünde bulunan ve ülkemize sınır bulunan Suriye topraklarının ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) kontörlüne geçtiği ve DEAŞ terör örgütüne büyük bir darbe vurularak örgütün hareket kabiliyetinin zayıflatıldığı da belirtilen iddianemede, Irak’ın Musul kentinin DEAŞ terör örgütünden kurtarılması adına düzenlenen operasyonlarda ülkemizin aktif olarak yer almasının, daha öncede örgütün hedefinde olan ülkemizi tamamen hedef merkezi haline getirdiği vurgulandı.
MİSİLLEME YAPIYORLAR
DEAŞ'ın bu operasyonlara misilleme yapmak ve örgüt içi motivasyonu artırmak amacıyla eylem arayışına hız verdiği ve örgütün ülkemizde bulunan örgüt mensuplarına acil olarak eylem yapmaları talimatı verdiğinin yapılan çalışmalardan anlaşıldığı ifade edilen iddianamede yılbaşı gecesi İstanbul'da 39 kişinin hayatını kaybettiği 65 kişinin yaralandığı Reina eğlence merkezine yapılan saldırı örnek olarak gösterildi.
RUSYA BÜYÜKELÇİSİ'NE DÜZENLENEN SİLAHLI SALDIRI
İddianamede sanıkların çatışma bölgeleri ile irtibatları, örgütsel faaliyetleri, sosyal medya paylaşımları ile mahkemedeki savunmalarına da yer verildi. Türk askerlerinin yakılmasında yer alan Hasan Aydın'ın kardeşlerinden Davut Aydın'ın paylaşımından ülkemizin laik sistemine vurgu yaparak, bu sistemi kabul edenlerin kafir olduğunu belirttiği ifade edildi. sanıklardan Refik Yaprak'ın ise hesabında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubunca Rusya Büyükelçisine düzenlenen silahlı saldırı eylemine yapılan yorumları eleştirerek “Bu genç adam bu ameli rabbinin rızası ve mazlumların intikamını almak için yapmıştır. Kökünüz gebersin, hiç üzülmedim” şeklinde eylemi övücü şekilde paylaşımda bulunduğu belirtildi.
DEAŞ'LI AYDIN'IN KARDEŞLERİNDEN İTİRAFLAR
Sanıklardan Recep Aydın'ın, DEAŞ içinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren Rakka bölgesinde olduğu iddia edilen kardeşi Hasan Aydın ve yine örgüt içinde yer alan kız kardeşinin oğlu Ebu Zeyd kod isimli yeğeni Fatih Furkan Fındık ile WhatsApp grubu üzerinden görüşmeler yaptığı belirtilen iddianemede, Aydın mahkemedeki savunmasında DEAŞ içindeki aile bireyleriyle ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Aydın, "Yeğenim ve kardeşim Suriye'nin Rakka bölgesinde bulunuyor. Suriye’ye kardeşim Hasan'ın kayını Ahmet Saltık ve bacanağı Fırat Bayet de eş çocukları ile gitti. Ahmet Saltık'ın burada yaşanan çatışmalarda öldüğünü öğrendim. Son dönemde sosyal medya üzerinde paylaşılan DEAŞ terör örgütü mensuplarının Türk askerini yakma görüntüsündeki örgüt elemanlarından biri kardeşim Hasan Aydın. Evde bulunan DEAŞ stıkırları, yardım zarfları ve dergiler kardeşim Hasan'a ait" dedi.
FETÖ DERGİSİ BULUNDU
Evinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yayın organlarından Sızıntı Dergisi bulunan DEAŞ'lı Hasan Aydın'ın diğer kardeşi Remzi Aydın da kardeşinin verdiği savunmanın benzer savunma yaptı.
WHATSAPP GÖRÜŞMESİ
Aydın kardeşlerin ağabeyi Davut Aydın'ın ise DEAŞ'lı yeğeni Fatih Furkan Fındık ile sosyal medya üzerinden görüştüğü belirtilen iddianemede, "Davut Aydın ile Ebu Zeyd isimli şahıs arasında dayı yeğen şeklinde geçen görüşmede, Davut Aydın’ın yeğen olarak hitap ettiği Ebu Zeyd isimli şahsa ne zaman geleceğini sorduğu, sözde DEAŞ terör örgütü adına cihat etmek amacıyla örgütün cihat/çatışma bölgesi olarak adlandırdığı Suriye ülkesinde bulunduğu değerlendirilen Ebu Zeyd isimli şahsın da 'İslam burada din burada şehit olmak istiyorum ben ' şeklinde cevap verdiği, Davut Aydın'ın da 'Burada da var dayısı hadi oradan şehit olmak sen varsan Rabbin vardır o daimdir' dediği" belirtildi. Aydın'ın laiklikle ilgili paylaşımında, laikliğin Fransa’dan geldiği için benimsemediğini, kendisinin Osmanlı İmparatorluğunu sevdiğini söylediği de ifade edildi.
EVİNDE 400 KİTAP ÇIKTI
Sanıklardan Refik Yaprak, evinde hakkında toplatma kararı bulunan terör örgütü üst düzey yöneticisi tarafından cihad bölgeleri hakkında yazılmış kitabı için, 400' e yakın kitabı olduğunu suç unsuru kitabın ne şekilde evinde bulunduğunu bilmediğini, kitapları okumadığını söylediği belirtildi.
CANLI BOMBA NÜFUS CÜZDANI TAŞIYORDU
Hakkında 'Canlı bomba eyleminde kullanılabilecek nüfus cüzdanı taşıdığı' istihbari bilgisi bulunan sanık Emrah Yılmaz, yaklaşık 3 yıl önce illegal yollardan insani yardım amacıyla Suriye'ye gittiğini ve yaklaşık 1 ay kaldığını söyledi. Yılmaz, Suriye'de kalırken Suriye uyruklu İlham El Kerrat ile evlendiğini, hasta olan eşinin annesini Türkiye'ye getirmek isterkin Kilis sınırında yakalandığını belirtti.
AĞABEYİ VE BABASI ÖLDÜRÜLDÜ, KIZ KARDEŞİ VE DİĞER AĞABEYİ SURİYE'DE
Sanıklardan Ahmet Hazar ise iddianamedeki savunmasında ağabeyi Hasan Hazar'ın Afganistan'da bulunduğu sırada internet üzerinden öldüğünü bir videodan izlediğini ancak cenazesinin kendilerine gelmediğini söyledi. Babası Abdullah Hazar'ın ise 2013'de Suriye'de vurularak öldüğünü, ancak babasının Suriye'ye ne amaçla gittiğini ve kim tarafından vurulduğunu bilmediğini belirten Hazar, kız kardeşi Gizem Hazar'ın da yaklaşık 8 ay önce kendileriniden habersiz evden ayrılarak Suriye'ye gidip biriyle evlendiğini, ağabeyi Burak Hazar'ın da yaklaşık 1 yıl önce Suriye'ye gittiğini anlattı.
'REİNA SALDIRGANINI TANIMIYORUM'
Reina'ya saldırıyı yapan kişiyi tanımadığını da belirten Hazar, cep telefonunda çıkan DEAŞ'la ilgili resim ve yazılar için ise, "Ağabeyim ve kız kardeşim Suriye'de olduğu için onları merak ettiğimden internetüzerinden kendileri hakkında bilgi alabilmek umuduyla araştırma yaptım. DEAŞ'ın üst düzey yöneticilerinden Ebu Hanzala kod isimli Halis Bayancuk'un bulunduğu videoları dini sohbet olduğu ve merak ettiğim için telefonumda bulunduruyordum. Türk askerlerinin DEAŞ terör örgütü tarafından yakılması videosunu ise facebook üzerinden arkadaşım Enes gönderdi" dediği belirtildi.
3 OĞLU ÖLDÜRÜLDÜ
Sanık Ali Çiftsüren, DEAŞ örgütüyle ilgisinin olmadığını, eylemlerini onaylamadığını 3 oğlunun ise kendisinden habersiz DEAŞ'a katıldıklarını ve Suriye'de hayatlarını kaybettiklerini söyledi. Süleyman Segınç da, ağabeyi Ahmet'in Ankara'dan Suriye'ye gittiğini burada yaşanan çatışmalarda öldüğünü öğrendiğini belirtti.
20 GÜN EĞİTİM ALMIŞ
Şanlıurfa'nın Akçakale İlçesi'nde 16 Nisan 2015'de 3 kişi ile birlikte yakalanııp ifadesinde, "DEAŞ terör örgütüne katılmak üzere illegal yollardan Kilis üzerinden Suriye'ye gittim. Örgüt içinde 20 gün eğitim aldım. Ancak, eğitim sonrası bana görev verilmedi ve hiç bir eyleme karışmadım" diyen sanık Rıdvan Yenigül ise, Suriye'ye illeal yollardan gidip aynı şekilde tekrar döndüğünü söyledi. Suriye'ye gitmesindeki amacın ise Suriye'de mağdur olanlara yardımda bulunmak olduğunu iddia etti.
DÜNYA İLE İLETİŞİM İÇİNDEYDİ
WhatsApp grup listesinde Yemen, Türkmenistan, Ürdün, Endonezya, Suriye, Sudan, Fas, Türkiye gibi bazı ülke alan kodları saptanan ve DEAŞ örgütü üyeleri ile irtibatlı olduğu iddia edilen Suriyeli Rıdvan Elsufuk'un WhatsApp çıktısına ait görüşmelerin yeminli tercüman eşliğinde çözümünün yapılacağı ve dava dosyasına konulacağı iddianamede belirtildi. Sanık Elsufuk savunmasında, Allah’ın Şeriatı Yöneticileri whatsapp grubu hakkında bilgisinin olmadığını beirterek "Telefonundaki whatsapp grubundaki DEAŞ profilli şahıslarla ilgili telefonu içerisindeki hattı ve hafıza kartını ikinci el aldım. Telefonun önceki sahibi DEAŞ terör örgütü profili kullanan şahıslar ile görüşmüş olabilir. Telefonumdaki Devle El İslamiye whatsapp grubu hakkında da bilgim yok" dedi.
'MESAJLARI PAYLAŞMADIM'
Diğer Suriyeli sanık Ali Haşo da, cep telefonunda kullandığı hattı ikinci el olarak satın aldığını kendisine “Allah’ın Şeriatı Yöneticileri” isimli WhatsApp grubundan mesaj geldiğini ancak mesajları kesinlikle paylaşmadığını, sildiğini belirterek suçlamaları kabul etmedi.
DEAŞ'lı sanıklar önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: