Adana’da direksiyon başına geçen herkesin ortak bir duası var: “Bugün kavgasız atlatalım.” Ancak ne yazık ki bu dua çoğu zaman cevapsız kalıyor. Şehir trafiği, sadece araçların değil, sinirlerin de birbirine girdiği bir arenaya dönüşmüş durumda.
Korna, Fren, Bağırış: Günlük Rutin
Sabah işe yetişmeye çalışan bir sürücü, yeşil ışığın saniyesinde korna yiyebiliyor. Bir diğeri, sinyal verdiği halde yol vermeyen bir araçla burun buruna geliyor. Yol verme, sabır gösterme, hatta basit bir teşekkür bile artık trafikte lüks sayılıyor. Edep, terbiye ve saygı... Sanki hepsi birer nostaljik kavram olmuş.
Kavga İçin Bahane Çok, Sabır İçin Sebep Yok
Adana trafiğinde insanlar adeta kavga etmek için bahane arıyor. Bir yanlış sollama, bir sert fren, bir bakış... Hepsi bir anda sözlü tartışmaya, hatta fiziksel müdahaleye dönüşebiliyor. Oysa trafik, bir sabır sınavı olmalı; bir öfke patlaması değil.
Çözüm Nerede?
Elbette bu tabloyu değiştirmek mümkün. Trafik eğitimi sadece ehliyet alırken değil, hayat boyu devam etmeli. Saygı, sadece yaya geçidinde değil, her kavşakta, her şerit değişiminde kendini göstermeli. Belki de önce birbirimize “yol vermeyi” değil, “hoşgörü göstermeyi” öğrenmeliyiz.
Adana’nın sıcaklığı sadece havasında değil, trafiğinde de hissediliyor. Ama bu sıcaklık, insan ilişkilerini yakmamalı. Direksiyon başında biraz daha anlayış, biraz daha sabır... Belki o zaman Adana trafiği, bildiğimiz gibi değil, özlediğimiz gibi olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: