Asgari ücret görüşmeleri yine aynı tiyatroya sahne oluyor.Halk geçim derdinde, karar vericiler ise duyarsız. Tuzu Kuru Olanlar ve Geçim Savaşı Verenler, Yıl 2025. Asgari Ücret Tespit Komisyonu bir kez daha toplandı. Türk-İş, milyonlarca çalışanın sesi olarak 39.500 TL’lik bir asgari ücret talebinde bulundu . Ancak daha ilk dakikadan itibaren belli ki bu rakam, hükümet ve işveren temsilcileri için “fazla” bulundu. Yani yine bildik senaryo: İşçi tarafı gerçekleri dile getiriyor, diğer taraflar ise kulaklarını tıkıyor.
Bu ülkede asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca insan var. Onlar için bu rakam bir lüks değil, hayatta kalmanın asgari şartı. Ama masanın diğer tarafında oturanlar için bu sadece bir “maliyet kalemi”. Çünkü onların dünyasında enflasyon, kira, fatura, çocuk masrafları gibi dertler yok. Onlar için hayat hâlâ konforlu, hâlâ “tuzu kuru”.
Her yıl aynı tiyatro sahneleniyor. Önce rakamlar konuşuluyor, sonra “biz bu rakamın altını kabul etmeyiz” açıklamaları geliyor. Ardından ne oluyor? O çok da kabul edilmeyecek denilen rakamın çok daha altında bir ücret dayatılıyor. Ve milyonlarca insan, yeni yılda da açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ediliyor.
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, artan kiralar, gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar… Tüm bunlar asgari ücretliyi ve emekliyi boğarken, karar vericilerin bu tabloya karşı sergilediği kayıtsızlık artık tahammül sınırlarını zorluyor. Çünkü mesele sadece rakam değil; mesele, bu ülkenin emekçisine reva görülen hayat standardı.
Asgari ücret, sadece bir maaş değil; bir toplumun vicdanıdır. O vicdan, bugünlerde sessiz. Çünkü ne yazık ki, bu ülkede emeğin değeri her geçen gün biraz daha azalıyor. Ve bu değersizleştirme, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküştür.
Eğer gerçekten “bu rakamın altını kabul etmeyeceğiz” diyorsanız, o zaman sözünüzün arkasında durun. İnsanların aklıyla alay etmeyin. Çünkü bu halk, her şeyin farkında. Ve unutmayın: Sessiz kalmak, razı olmak değildir.
Bu ülkenin emekçileri, alın terinin karşılığını istiyor. Lüks değil, adalet talep ediyor. Ve bu talep, sadece bir sendikanın değil, vicdan sahibi herkesin ortak çağrısıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: