Ah o eski bayramlar (2)
Yayınlanma :
30.04.2022 08:37
Güncelleme
: 30.04.2022 08:37
Bizler bayramları doya doya yaşadık. Bayramı anne babamız ağabeylerimizle kutladık.
Çocukluğumuzda babamız bizlere bazı bayramlarda yeni ayakkabı, yeni elbiseler alırdı. Biz de her çocuk gibi ayakkabılarımızı başucumuza koyar ve bayram sabahı olmasını beklerdik…
Bayram sabahında erken kalkar ağabeylerim ile abdest aldıktan sonra camiye bayram namazı kılmaya giderdik…
**
Bayram namazını kıldıktan sonra camide karşılaştığımız tanıdık büyüklerimizle bayramlaşır sonra evimize giderdik…
Bayram namazını kılmak için bazı bayramlarda Asri Mezarlık’taki camiye giderdik. Namazdan sonra mezarlık içerisinde vefat etmiş büyüklerimizin kabirlerini ziyaret edip dua ederdik.
Eve geldiğimizde yüzü, gönlü, kalbi güzel bizim için saçını süpürge eden evimizin sultanı annemiz kahvaltı sofrasını hazırlardı. Babam rahatsızlığından dolayı bizlerle bayram namazını kılmaya gelemezdi.
**
Kahvaltımızı yaptıktan sonra sırayla önce babamızın sonra annemizin ellerinden öper bayramlarını kutlardık…
Babam İhsan Sungur ve annem Hatice Sungur’dan sonra ağabeylerim Ali ve rahmetli Süleyman ağabeyimle bayramlaşırdım.
Evdeki bayramlaşmanın ardından komşularımıza giderdik ağabeylerimle. Büyüklerimizin ellerinden öperdik. Onlar da bizlere şeker ve harçlıklar verirlerdi.
Bizler gündüz bayramlaşırken annem ve babam evde kalır bayramlaşmaya gelenleri karşılardı..
Annem gerek Ramazan Bayramı’nda gerekse Kurban Bayramı’nda kendi elleriyle tel kadayıf tatlı hazırlar ve yapardı. Her bayram en az 3 tepsi tatlı yapardı ve bayramda tatlılar biterdi.
Annemin güzel tatlı yaptığını sokaktaki tüm komşular bilir ve gelirlerdi…
**
Bayramın birinci günü bizler ağabeylerimle komşu ve akrabalara bayramlaşmaya giderdik ama o günü yaşamaya doyamazdık.
O yüzdendir ki, bayramın üçüncü günü annem babam ve ağabeylerimle birlikte yine akrabalara bayramlaşmaya giderdik…
Bizler bayramlaşmayı yüz yüze yapardık.
Bizim çocukluğumuzda teknoloji gelişmemişti. Cep telefonu, internet hatta bir çok evde telefon ve televizyon yoktu.
Bizim çocukluğumuzda komşuluk vardı…
Arkadaşlık vardı… Paylaşmak vardı…
Mesela Lunapark vardı, gider eğlenirdik…
Günümüze baktığımızda ne komşuluk kaldı, ne de arkadaşlık…
**
Çocukluğumuzda bayramların birinci günü Asri Mezarlığa giderdik, artık Buruk Mezarlığı da gideceğimiz adreslerden bir tanesi oldu.
Babam, annem ve ağabeyim Süleyman, Buruk Mezarlığı’nda ebedi istirahatgahlarında…
İnsanın tüm sevdikleri yanında olmayınca bayramlar buruk yaşanıyor.
Belki de sevdiklerimiz yanımızda olmadığı için eski bayramları arar ve anar olduk…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: