Ülkemizde nerdeyse her büyük takımın sayısız alt amatör takımları var. Ve bu amatör takımların genel görüntüsüne baktığımızda bünyelerinde oldukça fazla genç yetenekler barındırdıkları halde büyük çoğunluğu, kulübü idare edenlerin ileriye yönelik geniş bir vizyona sahip olamamaları, anlık başarıların onlar açından yeterli görülmesi ya da “dostlar alışverişte görsün” mantığıyla hareket etmeleri nedeniyle istenen başarılara ulaşmıyor ve de bunun yanında emek verip yetiştirdikleri yetenekleri de heba ediyorlar.
Bu nedenledir ki büyük takımlarımıza şöyle sahaya çıktığında seyretmeye doyamayacağımız yerli ve milli futbolcu tedarik etmekte zorlanıyoruz.
Düşünün; bir ülkenin hemen hemen her ilinde çeşitli yaş guruplarına ait hemen hemen yüzlerce futbol okulu var ve bu futbol okullarında da “top koşturan” on binlerce gencimiz var ama Süper Lig’de şöyle dişe dokunur, saha da yeteneklerini sergileyip saha dışında da seyirciye yeteneklerini konuşturan neredeyse hiç futbolcumuz yok veya iki elin parmağına sığacak sayıda az.
Tabi bu eksikliklerin farkına varılıyor mu varılmıyor mu onu bilemiyorum ama tablo da ortada.
Peki bu her ilde yüzlerce Futbol Okulunun içinde vizyon sahibi olup da başarıyı yakalayan ve bu başarılarla da adeta büyük takımları besleyen okullar ya da alt kulüpler hiç mi yok? Tabi ki var. Mesele varlıklarından ziyade bunlar gibi olanların sayılarının ne kadar yeterli olduğu..
İşte bu kulüplerden biri de, Adana’da, yeterli imkanlara sahip olamamalarına rağmen tabir yerindeyse- “futbolcu kuluçka merkezi “olan Kanaryaspor Kulübü..
Profesyonel kulüplere verdiği 70’den fazla genç oyuncalarıyla tanınan (Bu sayının 7’si Fenerbahçe’ye 1’i Beşiktaş’a,40’ran fazlası Adana Demirspor’a verilmiştir) Kanaryaspor’un her yıl olduğu gibi bu yıl da gerek U-16 gerekse U-15 yaşa guruplarında başarıları gelmeye devam ediyor. Özellikle bu yıl daha yakından takip etme fırsatı bulduğum Kanaryaspor’un genç yetenekleri gerçekten büyük işler çıkarıyorlar..
Hani vizyondan bahsettim ya!
İnanın bana hayatın hangi alanında olursa olsun, başarının en temel belirleyici faktörü vizyon sahibi olmaktan geçer. Bir kurumun sahip olduğu vizyon o kurumun ileriye yönelik planlamasında ve bu planlama hedefine giden yolda yapılacak olanlara ışık tutar.
Çünkü vizyon sahibi yöneticiler, planlamasını yaparken başarıya odaklanır ve bu başarı için de gerekli diplini ve özverili çalışmayı teşvik ederler. İşte disiplin ve özverili çalışma şefkatli bir dokunuşla da başarıyı getirir. Kanaryaspor’un başarısı tam olarak bu anlattığımla yakından ilişkili.
Başarılarındaki temel etkenlere şöyle bir bakacak olursak; başta başkanları Tolga Büyüksural Hocaları olmak üzere diğer tüm hocaların disiplinli ve özverili çalışmaları, işlerini oldukça ciddiye almaları, oyuncularının sadece fiziksel yeterlilikleriyle değil aynı zamanda ruhsal “yeterlilikleriyle” de ilgilenmeleri, onları-gençleri- anlık başarılara mahkum eden bakış açılarından uzak durmaları gibi bir çok etken sayabiliriz.
Tabi bu etkenlerin birleşimi doğal olarak başarıyı da beraberinde getiriyor. Üstelik bu başarı sahip oldukları daha doğrusu olamadıkları imkânlarla/imkânsızlıklarla gelen bir başarı. İşin ilginç yanı da bu..
Adana’mızın benzer kulüplerinin sahip oldukları imkanlara, yani kendilerine ait büyük sahalarından tutun kullandıkları materyallere, yeterli hatta fazla fazla personellere sahip olmalarından tutun aldıkları aidat paralarına kadar bakıp da Kanaryaspor’un “kıt” imkanlarını ve henüz 15-16 yaşındaki çocukların sahadaki müthiş performanslarını göz önünde bulundurursanız ne demek istediğimi anlarsınız..
Tabi bir kulübün ya da kulüp Başkanı’nın reklamını yaptığımı düşününler elbette olacaktır. Ama inanın bana, ne Kanaryaspor’un ne de Başkanı Tolga Hoca’nın kendi camialarında her hangi bir reklama ihtiyaçları yok. Zaten reklamsız, makyajsız bir çalışmadır başarıyı getiren. Amacım da başarılı bir kulübü örnek gösterip başarıyı getiren etkenleri sırlayıp farkındalık yaratmak..
Son olarak; Gerek Kanaryaspor’un gerek se diğer kulüplerin, vizyon sahibi, kararlı, özverili, disiplinli ve oyuncusunu ileriye yönelik motive eden, aynı zamanda çocukların öğrenim hayatlarını da önemsediklerini hissettiren başkanlarımıza ve hocalarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Yolunuz açık başarınız daim olsun.