Şimdiye baktığımızda bu yumuşak güç unsurlarının büyük kısmı etiki alanını daraltmış durumda. Özellikle 2021’de Amerika Kongre Binası’nın basılması ile başlayan, şimdilerde Trump’ın özgürlükleri kısıtlayıcı ve kuşatıcı olmayan tavrı, gibi hadiseler Amerika’nın “çekim gücü”nün hızlı şekilde zayıflamasını ve nihayetinde “yumuşak güç”ten itici güç durumuna gelmesini kaçınılmaz kılıyor.
Soğuk savaş boyunca ve soğuk savaş sonrasında dolaylı olarak Amerika’ya hizmet etmiş toplumlar ve devletler kendilerini sorgulayıp özgüvenlerini sağladıklarında-ki bu yavaş ama derinden yaşanıyor- Hollywood filmleriyle oluşturulan “Amerikalı” imajının aslında kendilerinden çok daha iyi olmadıklarını anlamaya başlayacaklar. Neticede “Amerikalı” imajı için kullanılan yumuşak güç Hollywood filmlerinin merkezi Hollywood’un haftalarca yandığını en az 30 kişinin öldüğünü bu toplumlar canlı canlı izledi..Yani Amerika bundan itibaren kötü şöhretli bir güç olarak varlığını sürdürmeye mahkum..
Zaten daha önce siyaset bilimci Robert Keohane de “"Amerika zayıflayacak ve… Amerika Birleşik Devletleri'ne iyi hizmet eden savaş sonrası uluslararası düzenin yıkımı hızlandırılmış bir hızla ilerleyecek” demişti. Amerika’ya hizmet eden düzenin yıkılması demek Amerika’nın yumuşak gücünün artık etkili olmadığını ve onu besleyecek kaynakların yavaş yavaş tükeneceği anlamına geliyor.
Trump’ın aslında kötü şöhretin farkında olduğunu ve bu kritik durumu kurtarmak için yalnızlık ve içe kapanıklık siyaseti izlemeye çalıştığını anlamak lazım. Fakat bu siyasete milliyetçiliği, aşırı sağcılığı enjekte etmesi işte o yumuşak güç unsurlarını yok etmesi anlamına geliyor.
Trump’ın bunu da göz önünde bulundurduğunu tahmin ediyorum;zira gerek Ortadoğu’da gerekse Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşlarda barış öncelik edip barışı tesis etmeye çalışması bundan..
Ama Trump’ın işi bu noktada çok zor;zira son çeyrek yüzyılı meşru liderleri devirerek, isyanlar ve darbeler düzenleyerek, dünyanın dört bir yanında iç savaşlar çıkararak geçiren kötü şöhretli Amerika’nın bu kaderini ve imajını tersine çevirmek kolay değil.Çünkü tüm bunlar için ekonomik gelişmelerin hızlıca iyiye doğru gitmesi gerekiyor. Ama bakıldığında yıllarca Amerika patasını tek başlarına götüren oligarklar sanayileşmeye yönelik bir adım atmış değil,daha da kötüsü yatırımları Asya ülkelerine kaydırmış durumdalar.
Velhasıl 90’lı yılların yumuşak gücü Hollywood’un yangınla birlikte “gücü”nü de yitirmesi, aşırı sağcı popülist yaklaşımlarla da “özgür Amerika”nın yerini “ırkçı Amerika ”ya bırakması, Başkanın pervasız tehdit ve görevden almalarıyla “demokrat Amerika’nın yerini “despot Amerika’ya bırakması, Amerika’nın yumuşak gücünün intihar ettiğini net şekilde gösteriyor.. Darısı Batılı ülkelerin başına..
Yorumlar
Kalan Karakter: