Aynı zamanda alkolsüz bir alternatif de sunuldu: yeni kafeteryalar, soda ve meyve suyu otomatları ve kvas tankları. İnsanların boşalan parayı harcayabilmeleri için tüketim malları "normun üzerinde"diye satışa sunuldu.
Kitlesel bir eylem başlatıldı. Örgütlerde ayıklık toplulukları oluşturulmuştu. Bu “ayıklara” katılım zorunluydu;ayık olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak adına.. Polis, halkın destekçileriyle birlikte sokaklarda sarhoşları yakalayıp onları ayılttırma merkezlerine gönderiyor, ayrıca kaçak içki satıcılarını da avlıyordu.
Kuralları ihlal edenlere disiplin cezaları verildi. Maaşları ve ikramiyeleri kesildi. Tekrar suç işleyenler hastane ile hapishane arası bir yer olan tıbbi emek sanatoryumuna gönderildi. Alkole inatla devam edenler için dikenli tellerle çevrili “ıslah yerleri” hazırlanmıştı. Oralarda “ıslah” ediliyorlardı.
Ama tüm bu çabalara rağmen gençleri ikna etmek en zor olanıydı. Düğün salonlarında veya düğünlerde alkolün yasaklanması homurdanmaları beraberinde getirmişti. Ama hiç olmazsa yetkililer kontrole gelene kadar herkesin ayık olması sağlanıyordu.
Yapılanlarla toplumsal yozlaşmanın bir nebze önüne geçilmişti ama bu girişim ortaya çok ciddi bir sorun bırakmıştı:Devletin gelir kaybı..
Alkolsüz alternatif, bütçe gelirlerindeki kaybı telafi edemedi.Zira petrolden umulan gelir elde edilememişti. O dönem petrol, varil başına 12 doların altına düşmüştü.
Bunun yanında başka bir sorun daha vardı. Alkol satan nadir yerlere akın akın insanlar yığılıyor, belirlenen saatte içmek için alkol almak adına işe geç gitmelerin önü alınamıyordu.
“İçki barınakları” oluşturulmuştu adeta. Polis buralara pek uğramıyordu hatta kılık değiştirerek gelip bu barınakta votka yudumlayan polislerin haddi hesabı yoktu.
1987 yılına gelindiğinde kaçak içki üretimi daha önce görülmemiş boyutlara ulaşmıştı. Bu şekerin de ciddi anlamda tüketilmesi demekti. Zira o yıl damıtıcılar 1,4 milyon ton şeker kullanmışlardı.
Bu durum ülke ekonomisine ciddi zararlar verdi, milyarlarca ruble gelir kaynağı elde eden organize suç örgütleri her yerde cirit atmaya başladı. Sıradan vatandaş açısından ise durum ciddi bir şeker kıtlığına yol açtı.
Bu kısıtlamanın getirdiği bir diğer acı sonuç da uyuşturucu bağılılarının artmasıydı; ülkede kayıtlı uyuşturucu bağımlısı sayısı dokuz binden 20 bin kişiye çıkmıştı.
Bun anlatılanlar uygulamanın olumsuz sonuçlarıydı.
Olumlu sonuçları da Resmi istatistiklere göre, 1985-1987 yılları arasında SSCB'de 5,5 milyon bebek doğdu. Bu sayı, önceki 20 yıla göre her yıl 500 bin daha fazla. Alkol kaynaklı ölümler yüzde 56 oranında azalmıştı. Erkeklerde yaşam beklentisi 1984'te 62,4 yıldan 1986'da 65 yıla çıktı. Gorbaçov, kendisini eleştirenlere "yaklaşık bir milyon hayat" kurtardığını söyleyerek cevap vermişti.
Ancak 1988'de alkol karşıtı kampanyanın sona ermesinin ardından rakamlar hızla kötüleşmeye başladı. Nemtsov'un ifadesiyle erkek ölüm oranı hızla arttı ve 1994 yılında zirveye ulaştı. Yaşam beklentisi, yasağın yürürlüğe girmesinden önceki döneme göre çok daha düşük olan 57,6 yıla düştü.
Gorbaçov, 2005'teki bir röportajında alkol karşıtı kampanyayı "yapılan hatalar yüzünden utanç verici bir şekilde sona eren büyük bir olay" olarak tanımlamıştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: