Ölüm...
Sonsuzluk, ebediyet, fani yaşamın sona ermesi.
İsmi anılınca dahi sevilmezken yaşamın tek gerçeği olan şeydir ölüm.
**
İnsanlar sevmese bile adım adım ölüme doğru yol alıyorlar.
Her ne kadar yaşama dört elle sarılsakta gideceğimiz, varacağımız yer belli.
Çırpınışlar boşa, istikamet değişmeyecek.
**
Ayak direnmeye çalışanlar da, dünya hayatının gösterişine aldananlar da gözlerini ebediyete yumacak bir gün.
Değişmez iki hakikat vardır: Doğum ve ölüm.
Ömür de bu ikisi arasında geçen zaman değil midir?
Ömrümüz boyunca nice ayrılıklar görmüşüzdür belki bu yüzden.
Bu ayrılıklar bazen acı bazen tatlıdır.
Ama çoğu kez sizi sevdiklerinizden koparır.
**
Bu yüzden ölüm kapımızı çalmadan sevdiklerimizin kıyemetini bilmeli.
Aramızdaki krıgınlıklara, küskünlüklere son vermeli.
Çünkü giden bir daha geri dönmüyor.
Kaybettikten sonra da bilinen kıymetini ehemmiyeti olmuyor.
Ölüm bir gerçek ve her bir insan mutlaka bir gün ölümü tadacak.
Ölüm size ve sevdiklerinize uğramadan yaşamın kıymetini bilin ve sevdiklerinize sıkı sıkı sarılın...