Bir bina yükseliyor… Temelleri atılıyor, duvarlar örülüyor, katlar çıkılıyor. İnşaat tamamlandığında, giriş kapısına büyük harflerle “Bismillahirrahmanirrahim, Mülk Allah’ındır” yazılıyor. Öylesine büyük ve ihtişamlı ki, herkes bu ibarenin altında geçerken ister istemez durup bir an düşünüyor: Gerçekten öyle mi?
Mülkün Allah’a ait olduğunu ilan eden bu tabelanın altında, binanın kiraya verilme süreci başlıyor. Asgari ücret 22 bin TL ama kira bedeli 25 bin TL olarak belirleniyor. Peki, bu çelişkiyi nasıl açıklamalıyız?
*Sözler ve Eylemler Arasındaki Uçurum *
Dini değerler toplumun temel taşlarından biridir. Mülkün Allah’a ait olduğu inancı , insanlara bir hatırlatma sunar; malın, servetin, kazancın yalnızca bir emanet olduğunu, asıl sahipliğin geçici olduğunu öğütler. Ancak iş icraata geldiğinde, bu inançlar çoğu zaman ekonomik çıkarlar karşısında geri plana itiliyor .
Bu noktada büyük bir çelişki doğuyor: Mülk Allah’a aitse, neden kardeşimizden insafsızca yüksek kira isteniyor?
Toplumda sıkça karşılaşılan bu tür olaylar, ahlaki değerlerin ekonomik çıkarlara kurban edildiğinin bir göstergesi . Dini ibarelerle süslenmiş girişler, büyük sözler, gösterişli duvar yazıları… Ancak içeride işleyen düzen, bambaşka bir gerçekliği yansıtıyor.
*Ekonomik Zorluklar ve Merhamet *
Elbette ki herkes emeğinin karşılığını almalı. İnşaat yapılırken masraflar ödenmeli, harcanan çabanın karşılığı alınmalı. Ancak iş yalnızca kâr maksimizasyonuna döndüğünde, insanın en temel ahlaki sorumlulukları unutuluyor.
Bir toplumun gelişmişliği sadece teknolojiyle, binaların yüksekliğiyle, yolların genişliğiyle ölçülmez. O toplumun vicdanı ve merhameti de onun en büyük zenginliğidir . İnsan, din kardeşini zorluk içinde bırakacak kadar acımasız olabilir mi? Eğer mülk Allah’a aitse, o mülkün sahibine uygun davranmak gerekmez mi?
*Adalet ve Sosyal Denge *
Gelirin adaletsiz dağılımı, toplumun en büyük sorunlarından biri. Bir kesim zenginleşirken, diğer kesim geçim sıkıntısıyla mücadele ediyor. Eğer adalet gerçek anlamda işliyor olsaydı, kira fiyatları insanların ödeme gücüne uygun olurdu .
Günümüz dünyasında ekonomi ve ahlak arasındaki denge giderek bozuluyor. Para, insani değerlerin önüne geçiyor. Bu nedenle de kira fiyatları belirlenirken, “Mülk Allah’ındır” sözü sadece süs olarak kalıyor .
İnanç Sadece Sözde mi Kalmalı?
Bir tabelaya yazılan dini ifade, yalnızca bir süsleme değil, bir prensip olmalıdır . Eğer gerçekten inanılıyorsa, o inancın gerekleri yerine getirilmeli. Kardeşini ekonomik zorluklara sürükleyip aynı anda “Mülk Allah’ındır” demek, büyük bir çelişki değil midir?
Toplum olarak bu gibi meseleleri daha fazla tartışmalı, adalet duygusunu tekrar kazanmalı ve insani değerleri ekonomik çıkarların önüne koymalıyız . Mülkün gerçekten kime ait olduğunu hatırlamak, sadece tabelalarla değil, vicdanla, merhametle ve adaletle mümkün olabilir
Yorumlar
Kalan Karakter: