Bugün Eğitim Bir Sen Sendikası’nın geleneksel basın toplantısına katılma fırsatı buldum. Toplantının gerçekleştirildiği mekân, sıradan bir adres olmaktan çok uzaktı. Adana’nın kalbinde, ama sanki başka bir iklimde gibiydi: Adana Öğretmenevi. Ve bu güzel atmosferin mimarı, kurumun müdürü Güven Güvener.
Güven Bey’in liderliğinde adeta sil baştan yenilenen bu yapı, artık sadece bir bina değil; eğitime ve öğretmene verilen değerin somut bir simgesi hâline gelmiş. Dış cephesinden iç mimarisine kadar her bir ayrıntıda özen ve zarafet göze çarpıyor. Ama belki de bu mekânı özel kılan yalnızca fiziki dokunuşlar değil, aynı zamanda sahibinin ruhunu taşıyor olması.
Güven Güvener, başarılarını sessizce anlatan, mütevaziliğiyle etrafına ilham veren bir yönetici. Bugün, yüzünde eksilmeyen tebessümüyle gelen konukları bizzat karşılayışı, misafirleriyle bire bir ilgilenişi; kurum kültürünün ne denli içselleştirildiğini gösteriyordu. Güler yüzü, samimiyeti ve kurduğu diyaloglar, modern bir yöneticiden fazlasını, bir yol göstericiyi hissettirdi.
Adana gibi sıcaklığın yalnızca güneşten gelmediği bir şehirde, bu tarz vizyoner ve yürekten çalışan insanların varlığı, kent kültürüne ve eğitim camiasına umut veriyor. Bugünkü basın toplantısı yalnızca sendikal gündemle sınırlı değildi; aynı zamanda “emek, özveri ve sahiplenmenin” ete kemiğe bürünmüş bir örneğine tanıklık ettik.
Adana Öğretmenevi’nin bu yeni yüzü ve ona yön veren Güven Güvener’in hikâyesi, sadece bir bina yenilemesinden değil, bir anlayışın yeniden inşasından bahsediyorum. Tebrikler Güven Hocam
Yorumlar
Kalan Karakter: