BEN KİMİM?, NEDEN BURADAYIM? sorularını her insan mutlaka bir kerede olsa kendine sormuştur. Neden insan, ruhunda bir boşluk hisseder? Neden insanlar tam mutlu olamıyor? Neden acı çekiyoruz? İNSAN KİMDİR? GERÇEKLİĞİMİZİN ne olduğunu arasıra düşünmek ayrıdır, aramak ayrıdır. Bu kitap GERÇEĞİ arayanlara kılavuz, arasıra düşünenlere ise, gerçekte kim olduğunu aramaya teşvik edecek bir kitaptır.
Bütün dinler, bilinç sıçraması yaşamış bütün peygamberler, alimler, azizler, budistler tek bir gerçeğe vurgu yapmış, "insanın görünenin çok ötesinde olduğunu" söylemişlerdir. “Görünenin çok ötesinde” olan insan, bunun ne demek olduğunu idrak etmek yerine, ayrışmaya, üstünlük, alçaklık gibi sıfatlara takılı kalmıştır.
İlim dünyası hayret dünyasıdır. Yüzyıllardır ilmin binlerce sayfa ile anlatmaya çalıştığı gerçekleri, sizlere apaçık anlattık. “İlim bir noktaydı, onu cahiller çoğalttı.” sözündeki çoğalmış ilmi, herkesin anlayacağı şekilde, tekrar bir nokta yaptık.
Bizim öğretimiz, İNSANLIK ÖĞRETİSİDİR. Bu öğreti, gönülden gönüle giden yollara köprüdür. Ayrıştırmaz, birleştirir. Evrenseldir, zahiri ve batiniyi birleyendir. Sizlere, birer Gizli Hazine olduğunuzu HATIRLATAN öğretidir.
Kendini bilen Rabbini bilir. Ey insan, öyle mazlum, öyle çaresiz bakma. Kendini aciz, zavallı sanma, küçümseme. Kim olduğunu bil. Ayağa kalk ve gücüne inan. Kendini bildiğin an, zamandan ve mekandan münezzeh olacaksın. Hakikati bilmek seninde hakkın. Bunun için kimsenin karşısında el pençe durmana gerek yok. Kimseyi kendinden üstün görmene de gerek yok. Sen en üstün olansın. Bu öğreti, özgürlük alanıdır. Kimse kimseden üstün değildir, mürşit de, müridi de yoktur. Kim olduğunu hatırladığın an, “Hak” isminin manasını zatında göreceksin. Bunun için yapman gereken herşey, izlemen gereken yol açıkça bu kitapta anlatılmıştır.
GERÇEĞE UYANAN İNSAN`da beklenti olmaz. Hayatta en huzur veren şey, beklentisiz olmaktır.
GERÇEĞE UYANAN İNSAN, nedensizce sevebilendir. Kuşu, çiçeği, insanı, doğayı, en önemlisi de kendini sevendir. Günah ve sevaptan öteyi, hatadan, kusurdan öteyi görebilendir.
GERÇEĞE UYANAN İNSAN için artık sadece deneyimlemek vardır. Her zerrede kendini deneyimlemek, kendini bilmeye çalışmak ve kendini gerçekleştirmek vardır.
GERÇEĞE UYANAN İNSAN, gördügü her insana der ki, ey gizli hazine O`SEN`sin biliyorum. Ey gizli hazine kendini arayan sensin, görüyorum. Ey gizli hazine, bu kitapta O SEN`sin diyen de Sen`sin. O kitabı okuyan da sensin. Ey gizli hazine çünkü her şeyde olan O, Sen`sin. HATIRLA !!!!
Bilinç sıçraması yaşamanın adı, ölmeden önce ölmektir. Ölmeden önce ölmek ise benliğini öldürmektir. Sadece bunu başaranlar gerçeğe uyanır, bilinç sıçraması yaşar. Ölmeden önce ölen insanı bir daha hiç kimse öldüremez. Çünkü, o artık öldürenin ruhu ile (Öz ile ) dirilmiştir. O artık O`nun gören gözü, işiten kulağı olmuştur. O`nun hikmetinden sual olunmayacağını anlamıştır. İnsanların büyük çoğunluğu zanlarındaki Allah`a kulluk yapıyor ama alemlerin Rabbine kulluk yaptığını zannediyor. Arif olanlar farklıdır. Ölmeden önce ölmeyi tatmış, uyanmışlardır. Onun için, Arif olanlar gökteki Allah`ı billir. İnanmakla bilmek, görmek ile bakmak, işitmek ile duymak asla aynı şeyler değildir.
UYANIŞ kişide başladığı an, sorular başlar. Uyanış bitince sorular biter. Uyanan insanda An`dan başka bir şey kalmaz. Nötr olur, huzurda olur. Çünkü filmin sonunu artık biliyordur. Oluşun kendisi olduğunu görmüştür. Akışta olanı olduğu gibi kabul edip, nerede nasıl müdahale edeceğini bilerek yaşamına devam eder.
Ey İnsan, sen sadece beden değilsin. Et- kemik değilsin. Sen ışıksın, sen nursun. Ölmeden önce öl ve senin değil, sadece sana şah damarından yakın olanın,var olduğunu HATIRLA !
Çünkü sen bunun için buradasın...
Yorumlar
Kalan Karakter: