Ben sana kaç kere dedim bana zihinle gelme diye?
Bana zihinle gelirsen sonra o zihin sana öyle oyunlar oynar ki; sana gönülden seslendiğini hissettirir ve sende gönülden geldiğini zannedersin. Zihnin yani İblisin o seslerini...
Sonra dersin ki; biraz kendi kabuğuma çekileyim ve bilmezsin ki sürüden ayrılanı kurt kapar ve bilmezsin ki Muhammedi bilinçten kaçan ancak Ebu Cehil‘in sofrasına girer.
Ebu Cehil’in sofrasına giren ise firavun soytarısı olur.
Muhammed’in sofrasına gelen ise Allahın misafiri olur ve Allah'ın dostu olur.
İki seçeneğin var; ya Muhammed’i bilinç ile devam edeceğiz ya da Ebu Cehil olup, silinip gideceğiz!
Ama her şeyden önce insan olmayı, gönüllere girmeyi bileceksin. Bilmiyorum deyip, edeple bilenlerin sofrasında oturacaksın, onları dinleyeceksin, onların ahlakıyla ahlaklanacaksın.
İşte o zaman da Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmış olursun. Yoksa bildiklerin senin egonu şişirirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Sendde silinenler, unutulanlar gibi silinip, unutulup gidersin. Bunu bir zamanlar Ali kardeşim söylemedi demeyesin diye yazdım buraya. Belki bir nebze olur, aklın başına gelir diye. Yoksa görüyorum çektiklerini, ızdırapları...
Eşinden gördüğün baskılar, çocuklarından gördüğün...
Görüyorum sendeki putları.
Para putunu, eş putunu, çocuk putunu, makam mertebe putunu...
Hepsini görüyorum ve 50.000 defa sana yık onları,!
Tertemiz bir gönülle Muhammed’in sofrasında edeple otur dememe rağmen sen ne yapıyorsun? Zihnini dinliyorsun ve zihnin soytarısı oluyorsun. Sonra yalnızlığın şifa olduğunu zannediyorsun.
Halbuki yalnızlık dediğin şey tek başına olmaz. Zihin İblis, en çok yalnız olan insanı meşgul eder, onu maskara haline getirir ama kardeşleriyle. Yani Muhammed’i bilinç ile sohbet eden bir insanı hiç kimse yoldan çıkartamaz. Çünkü onlar yolun kendisi olmuştur artık.
Bu sözlerim yine benden bana olsun sen üzerine yine alınma. Her zaman olduğu gibi...
Çünkü ben alışkınım kendimden kendime konuşmaya. Sen zannetme ki sana nasihat ediyorum. Nasihatlerim de kendimden kendime olsun. Sen benim hakkımda ne düşünürsen düşün Allah sana 100.000 katını versin inşallah diyorum ve ben senin hakkında ne düşünürsem Allah bana 100.000 katını versin diyorum
Ama şunu unutma ki; bu zamanda eğer Mürşid’in yoksa sen şeytanın oyuncağı olmuşsundur kardeşim. Bunu asla unutma; ''Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır'' demişler.
Sen bunları duymadın mı? Ya da duydun da İNANMADIN mı, inanmak mı istemedin?
O İblis o zihin sana bir gün öyle bir darbe vurur ki; ne paran, ne eşin, ne makamın, ne merteben ne de çocuğun kalır. Rezil rüsva olup, gidersin. Evet bu sözlerim yine benden bana olsun. Her zaman olduğu gibi sen yine üzerine alınma emi.
Ben senin için konuşurken, senin için çırpınırken, sen kendim için konuştuğum, kendim için çırpındığımı zannedersin ama hep zannedersin. Kur’an-ı Kerim de demez mi; ''Zannın çoğundan sakının.'' diye.
Çünkü zannın bir çoğu günahtır. Ancak zihne düşen insan zanneder. Muhammed’i meclis ancak edep ile girilecek bir MECLİSTİR. Muhammed’i meclise girip de o grupta bu grupta gezip soytarılık yaparsak Allah'ın tokatını yersin!
Bu yol öyle bir yoldur ki; bütün yollardan üstündür. Muhammed’in yolu; bütün dinlerin ve dillerin üstündedir.
Bu dünyada hiç kimse ve hiçbir uyanmış Hazreti Muhammed’in bilincinin üzerine çıkmamıştır ve hiçbir zaman da çıkamayacaktır.
Olumlamacısı, hipnozcusu, yaşam koçu, spiritüel... Aklına ne gelirse gelsin bunların hiçbirisi Muhammed’in bilincinin yanında üç kuruş bile etmezler. Belki küçük bir faydaları olur ama seni zihin hapishanesine sokarlar.
Hadi yine bunlar benden bana olsun. Kendimden kendime konuşan bir deli, bir mecnun, bir şair olayım ama bu sözlerimi ciddiye al. Eğer ciddiye almazsan Allah'ın tokatını öyle bir yersin ki; bir daha kendine geldiğinde toprağın altında olursun. O zaman Allah bile sana yardım etmez. İşte orada Firavunun son tövbesi gibi olur senin pişmalığın da...
Neyse konuştum yine kendimden kendime sen üzerine alınma emi her zaman olduğu gibi.
Yorumlar
Kalan Karakter: