Barışa, bayrama,özgürlüğe hasretiz be anne.
Sokaklarda polisten,askerden korkmadan oynayan çocukları görmeye hasretiz anne.
Zindanların yıkılmasını görmeye hasretiz anne.
Gün yüzü görmedi ülkemin çocukları,
kendini gerçekleştiremedi toprağımın genç nesilleri.
İnsanların yüzünün gülmesine hasretim be anne.
Prangalar artık ayaklarımızda değil,prangalar yüreğimize vurulmuş anne.
Borçluyuz anne,borçluyuz hem hayata,hem dünyaya, hem firavunlara,hem tefecilere,hem çapulculara borçluyuz anne.
Cahil bırakıp yönetiyorlar,aç bırakıp itaat ettiriyorlar anne.
Ve bu yüzden sana evlatlığımızı yapamıyoruz borçluyuz anne,sana da borçluyuz.
Nasıl olacak ülkemin hali demekten beynim darmadağın oldu,frekanslarım değişti.
Dilim,kalbim,elim,ayağım,saçım,tirnagim yer değiştirdi.
Saçlarım beyazladıktan sonra siyahlamaya başladı, yani anlayacağın tepetaklak oldum ben anne.
Ben senin oğlunum,ben senin cennetinden kovduğun Ademim.
Sen beni büyüttün ve sen benden umutluydun biliyorum anne.
Lakin umuda hasret bırakıldık,sevgiye adalete hasret bırakıldık anne.
Sahtekarların cirit attığı,Avrupa’nın Amerika’nın çöplüğü haline geldik anne.
Firavunlar her yerde uyutulan halkım ise uyuyor ninnilerle.
Ve şimdi çare arıyor parasızlıginda her derde.
Cahil olan bilmez anne,cahil olan inanır.
Hani okuyacaktım,hani beni okutacaktın anne.
Hani okutacaktın beni şimdi fırıncı oldum.
Tırnak vurmaya başladım,hamur açmaya başladım.
Fırında ocak yanıyor,ekmek pişiyor lâkin bu hayat bizi 1000 defa pişirdi anne.
Ekmeğin pişmesi nedir,biz piştik,piştik kül olduk.
Hamdık,piştik,Can olduk insanlığa kurban olduk.
Lakin özgürlüğe hasretiz be anne.
Umutluyum anne umutluyum,sen bakma sözlerimin umutsuz gibi gözükdüğüne.
Lakin benim umutsuzluğumun içinde bile
her zaman bir umut gizlidir anne.
Her zaman bir yaşam çiçeği gizlidir ve her zaman devrimci bir gençlik gizlidir.
Ben de atam Muhammed gibi,Ali gibi susmayacağım,konuşacağı,yazacağım.
Hangi devrin firavunu olursa olsun karşısına dikilip,Musa gibi asa’mı atacağım.
İsa gibi sözlerimi bırakacağım,
Ali gibi zülfikarımı çekeceğim.
Bu nasıl bir hayat ve nasıl bir dünya anne.
Allah’tan korkmayanlar insanlardan korkmaya başladı.
Allah’a secde etmeyen,insanlara secde etmeye başladı ve Allah‘ın varlığını sorgulanmaya başladı.
Senin bir nefesine rahmetine hasretim anne.
Ben ülkemin insanıyım ve ben nefsimden heva ve hevesimden konuşmuyorum. Anne bunu benden iyi biliyorsun ve sen de biliyorsun ki,benden konuşan da sensin anne.
Rahman’ın Rahimi olan anne,
insanlığa yardım et !
insanlığa yardım et !
insanlığa yardım et!
İnsanlık yanıyor ve uyanmak istiyor.
Ölüm bu hayattan daha iyidir diyor,aksaçlı ihtiyarlara döndü çocuklar.
Kıyamet alametleri bir bir çıktı ve her an kıyamet kopuyor.
Bunu insanlar görmüyor anne.
Çünkü insanlar aç,insanlar yoksul,insanlar sefil,insanlar kıyameti bile umursamıyor artık anne.
Yoksulluk,sefalet, adaletsizliğe uğramak dilinden dininden renginden cinsiyetinden ötürü reddedilmek Allah’ı bile unutturuyor anne.
Kıyameti,cenneti,cehennemi de unutturuyor anne.
Fakirlik kötü bir şey anne,
fakirlik iyi değil.
İyilikten başka iyilik tanımıyorum,
Gönüllere girmekten başka sevgi tanımıyorum,her şeye bütün güzelliklere hasretim anne.
Sınırsız,engelsiz bir dünyada yaşamak bizim de hakkımız değil mi anne.
Ne olur söyle hakkımız değil mi anne?
Yorumlar
Kalan Karakter: