-"İsrail,Tanrısı'na ihanet etti... Onun için, göğün dört bir bucağına çil yavrusu gibi dağılsın!..." Hz.Musa.
Hz.Musa Dönemi hem Mısır için, hem de insanlık tarihi için bir dönüm noktası olmuştu. Musa Peygambere kadar olan süreçte mitolojik bir yaşam süren insanlar Hz. Musa ile beraber daha somut bir din anlayışı ile eğitilmeye başlanmıştı. O ilk tek tanrılı dinin Peygamberiydi.
Mısır’ın gizemli tarihini araştıran dönemin rahipleri de esasında bu ilk tek tanrılı dinin peygamberini benimsemeye başlamışlardı;ancak onların beklentileri Osiris’in bizatihi kendisiydi. Belki de Osiris’i, Musa’da görmeyi tercih etmişlerdi.O nedenle tek bir Tanrı’ya inanışları söz konusu olmadı bir çoğunun. Onun yaşam felsefesinde Osiris’in öğretisini de görmüşlerdi esasında.
“Ancak Hz.Musa, ilk "Tek Tanrılı Din"n kurucu peygamberi olarak İsrailoğulları arasında vazifesine başladı. “Museviliğin temelini teşkil edecek olan "On Emir" bile bizzat Osiris Öğretisinin 42 kuralından alınarak derlenmişti.”
Musa peygamber birçok gizemli bilgiye sahip bir peygamber olarak bazılarına göre Osiris’in rahibi, bazılarına göre de Allah’ın peygamberi olarak inandığını yaşmaya ve yaşatmaya devam edecek ve de sahip olduğu gizemli bilgilerin pek çoğunu, vefatı esnasında kendiyle götürecekti.
Onun, büyük sıralara sahip bir peygamber olduğunu Kuran’ı Kerim de Yüce Allah da belirtmiş ve şöyle demişti:
"...De ki: 'Musa'nın insanlara nur ve yol gösterici olarak getirdiği kitabı kim indirdi? Ki siz onu kâğıtlara yazıp bir kısmını gösterip çoğunu gizlersiniz, atalarınızın ve sizin bilmediğiniz size onunla öğretilmiştir.'... (En'âm Suresi: 6/91)
İsrailoğulları Hz. Musa’yı bir türlü anlayamadı. Onun öğretilerini bile anlayamayan İsrailoğulları, elbette onun gizli şahsiyetini de anlayamayacaklardı. Ve sonunda dünya tarihinde ilk kez bir peygamber kendi ulusuna lanet ederek bu dünyadan ayrıldı.”
Bir gün Musa Mısır’dan Kutsal Topraklara yaptığı son durağı olan Nebo Tepesi’ne doğru yola çıktı. Zaten hayatının büyük bir bölümünü yollarda geçirmişti.
Musa, yine yollara koyulmuş ve “dağlarda aldığı vazifeyi yine dağlarda noktalamak üzere” gidiyordu Nebo’ya doğru. Yanında onu hiçbir zaman yalnız nırakmayan Yeşo vardı yine. Son yolculuğunda yine yanındaydı..
Nebo Tepesi’ni bilmeyenler için söyleyelim:
Amman’dan bir saat uzaklıkta Medeba’da olan bir dağdır Nebo Dağı. Hem Hristiyanlar, hem de Museviler için oldukça önemli ve kutsal bir dağdır.
Hz. Musa Kutsal Topraklara yürürken verdiği bir molada bu dağa çıkıp kavmine hitaben “İşte kutsal topraklar orası…oraya yerleşeceğiz..” dmiştir. Museviler için de önemi burdan kaynaklanmaktadır.
Hristiyanlar için , Hz. İsa’nın hac yolu üzerinde buradan geçtiğine inandıkları için , önemli bir yer ve ilk hac yeri olarak kabul edilir.
Bu yönleriyle Nebo dağı oldukça önemlidir her iki din için.
Biz Hz.Musa’nın yolculuğuna tekrar eşlik edelim.
Hz. Musa ve Yeşo, ağır ağır çıktılar dağı ve dinlenmek için bir mağaraya sığındılar. Çok düşünceli olduğunu söyler Yaşo, Hz. Musa’nın.
“Musa yavaşça oturdu... Üç müridi de hiç ses çıkartmadan çevresinde bir halka oluşturdular, Musa tam ortalarında öylece hareketsiz duruyordu.