Netanyahu’nun aylar önce “Başkan Trump ile yakın çalışarak haritayı daha da iyi bir şekilde yeniden çizebileceğimize inanıyorum." Şeklinde dile getirdiği planı şu ana kadar çok da istediği gibi uygulanma zemini bulmasa da İran için kafasından geçenin başarılı olması için oldukça ısrarlı ve gözü dönmüş şekilde hareket ettiğini hepimiz görüyoruz.
Bunun için siber saldırı imkânlarından tutun F35,HERMES 900 gibi insanlı insansız son teknolojik donanıma sahip saldırı envanterlerini kullanan Netanyahu İran’ın bu kadar dayanabileceğini hiç tahmin etmemiş olmalı ki “"İran halkının, şeytani ve baskıcı rejimden kurtulması için ayağa kalkarak bayrağı ve tarihi mirası etrafında birleşmesinin zamanı geldi" diyerek MOSSAD’ın İranlı aparatlarını devreye almaya ihtiyaç duydu.
Zaten meselenin Nükleer veya zenginleştirilmiş uranyum stokunu yok etmek değil İran’da kendisi için kukla olacak bir devlet oluşturmak olduğunu biliyoruz;hatta başta kararsız kalan ve İsrail’in başarısını gören Trump’ın muhtemel bir kukla devleti kendine bağlamak için harekete geçtiğini de..
Peki kurulacak kukla yönetime komşuları nasıl bakacak?
Türkiye açısından bakacak olursak Türkiye şimdilik diplomatik ataklarla kurulması muhtemel kukla yönetimi engellemeye çalıştığı bir gerçek. Zira böyle bir durum İsrail’in hemen yanı başımızda hortlaması anlamına gelir ki bu Türkiye için büyük tehlike olur ve İsrail’in Anadolu’yu abluka altına alması da kaçınılmaz olur. Bunlar hamaset ya da komplo teorisi değil, yanı başımızda gözle görünen bir gerçek; ve Türkiye, nükleer güce sahip olma ihtimali olan İran’dan ziyade İsrail’in kendisi için büyük tehdit olduğunun farkında.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan artık "İsrail'in bu haydut davranışı, bu devlet terörü karşısında İran'ın kendini savunma hakkı vardır..” diyerek sessizliğini bozdu. Bu işin Türkiye ayağı..
Bir de Pakistan ayağı var..
Oluşturulması muhtemel kukla devlete yönelik somut bir karşı koyuş Pakistan’dan geldi.
Pakistan yetkilileri Amerika’nın bu girişimine yönelik değerlendirmelerinde Venezuela hatırlatması yapıyor.
Nisan 2002'de ABD'nin Hugo Chavez'i devirmek için Venezuela'da düzenlediği darbenin başarısızlıkla sonuçlandığı biliniyor. Chavez’in sürgünden adeta muzaffer bir komutan olarak geri döndüğü de biliniyor. Aynı şey İran’da deneniyor ama İran bir Venezuela değil.
Pakistan İran’da kurulacak kukla yönetime karşı tepkisini Venezuela hatırlatmasıyla yetinmiyor tabi. Tepkisini bir adım daha ileriye götürerek komşusunun yanında mücadeleye katılmakla ve hatta İsrail'in varsayımsal bir nükleer saldırısına yanıt olarak nükleer silah kullanmakla tehdit ediyor.
Bu oldukça ciddi bir tepki ve tehdit.
Trump Pakistan’ın bu tepkisini yumuşatmak için hemen harekete geçti ve Pakistan Ordu Komutanı Asım Münir'i Beyaz Saray'da “kapalı bir akşam yemeğine” davet etti. Trump devlet başkanı haricinde -hatta devlet başkanlarından da öyle herkesi değil- birilerini böyle özel konuk olarak ağırlaması görülmüş değil.
Tabi Trump’ın Mnir’e ne vaad edeceği az çok biliniyor; Hindistan sorununda Hindistan’a baskı yapacağı vaadi bunlardan biri mesela..Bunun için Hindistan Başbakanı aranmış Beyaz Saray tarafından ama ilginçtir, Hindistan Amerika’nın arabuluculuğunu reddetmiş. Bu “reddetme”nin nedeni Trump’ın Hindistan Başbakanı’na başka yapmış olması ve kaba konuşması olabilir.
Tabi Pakistan’ın Çin’e olan bağımlılığı da ayrı bir sorun. Bu noktada Trump’ın Hindistan’a ne vaat edeceği ya da ettiğini bilmiyoruz ama görüşmelerin pek de Tump’ın istediği gibi gitmediği kesin.
Peki diğer komşuları..
Azerbaycan’ın tavrı muhtemelen Türkiye çizgisinde olacak. Karabağ meselesinin kesin çözümünde Türkiye’nin katkısını unutacak değil. Bakmayın şimdilik İsrail’le ticari ilişkileri sürdürdüğüne..
Irak, Mısır ve hatta Ürdün bile İsrail’in kırmızı çizgiyi aştığı bu durumdan oldukça rahatsız. İran’ın Hürmü boğazını kapatma ihtimali bu ülkeler için kâbusa dönüşüyor zaten.
Peki Amerika hayalindeki kukla yönetimi kiminle kuracak? Tabi ki devrik Şah İran Şahı Rıza Pehlevi'nin oğluyla..
Oğlunun adı da Rıza Pehlevi..
Rıza Pehlevi BBC'ye verdiği bir röportajda, İsrail'in İran'a yaptığı saldırıyı "olumlu bir gelişme" olarak nitelendirdi ve kendi görüşüne göre "rejimi devirmek için doğru zaman geldi." Şeklinde net cümlelerini rahatlıkla ve intikam hırsıyla kuran Rıza Pehlevi tam da İsrail ve Amerika’nın istediği sağlam bir kukla olabilir.
“İran için demokrasi. Şimdi bizim zamanımız” diyen Pehlevi’nin tıpkı gelişmekte ve gelişmemiş ülkelerinde demokrasi kılıfıyla kurulan kukla yönetimlerinden hiç farkı kalmayacak.
Son kertede; eğer benim de iğreti olduğum İran rejimi bu şekilde değişikliğe uğrarsa başta Türkiye olmak üzere İran’ın tüm komşuları için büyük bir felaketin başlangıcı olacaktır. Türkiye, Pakistan ve diğer Arap ülkeleri seslerini yükseltmek dışında somut adımlar atmazlarsa kendi elleriyle gelecek nesilleri emperyalizmin ve Yahudilerin teolojik sapkınlığının kurbanı yapacaklar..
Yorumlar
Kalan Karakter: