Trump’ın ne dediğini burada tekrar tekrar yazmamın bir anlamı yok.Dış politikası biraz olsun takip edenler bilgi sahibidirler zaten..Şimdi asıl mesele Trump gibi çılgın ve tehlikeli bir liderin Filistinlileri Gazze'den sürerek Gazze topraklarını İsrail'e verme önerisine karşı olan dünya liderlerinin ya da devletlerinin ne yapabileceği?
Onlara (Gazzelilere) sözüm ona refah içinde bir yaşam vaad eden Trump’ın daha da ileri giderek, çatışmalı sürecin sona ermesiyle -yani kitlesel imha süreci tamamlandığında- İsrail’in bölgeyi "ABD'ye devredeceğini" açık açık söylemesi ABD’nin niyetini gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Maalesef bu kabadayı devleti etkileyebilecek ya da geri adım attırabilecek hiçbir güç şuan için yeryüzünde ulunmuyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt'in ise teklif edilenin, inşaat sırasında "geçici olarak" başka bir yere yerleştirilmeleri olduğunu savunsa da aslında Trump 4 Şubat’taki ilk açıklamasında asker gönderme olasılığından da söz etmiş ve ayrıca "kalıcı" yer değiştirme ifadesini gayet net bir biçimde kullanmıştı.
Sözüm ona insani yaklaşım göstererek "Filistinlilerin bölgedeki güvenli ve güzel mahallelerde, yeni ve modern evlere yerleştirilebileceğini" dünyaya gururla duyuran Trump’ın, “kanlı ticari kafasında” geçenler, öyle basit ya da o kadar da kolay uygulanabilir düşünceler değil.
Trump kafasından geçenlerin uygulanabilirliğinin zorluğunu çok iyi bildiğinden “Filistinlilerin mutlu, güvende ve özgür olmak için bir şanslarının olacağını ve böylelikle ABD askerlerine de gerek olmayacağını” söyleyerek aba altından sopa göstermekten de geri durmuyor.
Netanyahu da planın uygulanması halinde "tarihi değiştirebileceğini ve bu yönde ilerlemenin gerçekten değerli olduğunu" söylüyor. Zaten İsrail'in halihazırda "gönüllü göçü teşvik etme" planı var.
Bu plana göre gönüllü olarak ayrılmaya karar veren Filistinliler, kendileri ve çocukları adına geri dönmeyeceklerine dair bir taahhütname imzalamak zorunda kalacaklar ve karşılığında Maliye Bakanı'nın Savunma Bakanı'yla istişare ederek belirleyeceği bir ekonomik yardım paketi alacaklar.
Şimdiden Ürdün ev Mısır’ı ikna turları başladı. Ancak her daim İsrail çıkarlarına uygun hareket eden veya etmek zorunda kalan Ürdün bile dış işleri bakanı aracılığıyla "Filistin sorununun çözümü Filistin'dedir. Ürdün Ürdünlülerin, Filistin ise Filistinlilerindir" açıklamasıyla plana tepki gösterdi. Aynı tepkiyi Mısır da göstermişti.
Bakalım "Onlar (Mısır ve Ürdün) için çok şey yapıyoruz ve onlar da kabul edecekler" diyen Trump’ın bu ülkelere yönelik darbesi ne olacak?
Bu ülkeler az buz yardım almıyorlar Amerika’dan.
2023 mali yılında Mısır'a 1,43 milyar dolar yardım yapılırken, 2024 mali yılı için talep edilen yardım miktarı 1,44 milyar dolar olmuş. Ürdün 2023'te 1,7 milyar dolar almış
Düşünsenize;teklif eklif, ABD'deki Yahudi cemaatindeki destekçileri arasında bile tepkilere yol açmış durumda. Mesela İsrail gazetesi Haaretz “Trump'ın uzun zamandır bağışçısı olanlardan birinin bu fikri "çılgınca" olarak nitelendirdiğini ve bunun uygulanabileceği konusunda şüphelerinin olduğunu yazıyor. Trump’ın bu teklifinin bir “etnik temizlik girişimi “olduğunu gören bu görüşünü kapalı veya muğlak şekilde ifade eden başka bağışçıları bile var.
Neredeyse tüm dünya devletleri 1967 sınırları doğrultusunda iki devletli çözüm çağrısı yaaprken uluslararası hukuku ve BM kararlarını hiçe sayan bir “eşikyanın” dünya devletlerinin başına ne şerler açabileceğini az çok tahmin edebiliyoruz. Müslüman ya da çıkarlarını gözeten Avrupa bu olası “şer” gelişmelere karşı daha erken harekete geçmeli.
Aksi halde; bu gün on binlerce km uzaklıktaki toprağı barbarca işgal edebileceğini söyleyen bu eşkıya devlet ve başsındaki eşkıya lideri yarın İngiltere’nin diğer gün Fransa’nın çıkarlarını tehdit eden yayılmacılık cesareti gösterebilir.
Trump aslında kendi gücüne güveniyor ve rakiplerinden hiçbirinin kendisine sözle değil, eylemle hitap etmeye cesaret edemeyeceğine inanıyor.
Vaktiyle Katolik Kutsal Roma İmparatorluğu Protestanları adeta yok etmek için Bohemya bölgesinde katliam yaptığında Katolik olmasına rağmen Fransa, çıkarları gereği Protestanların yanında yer almış ve 30 Yıl savaşlarının Protestanlar tarafından kazanılmasında önemli rol üstlenmişti. Aksi bir durumda Kutsal Roma Fransa’yı da avucunun içine alabilecekti.
Tıpkı bunun gibi Amerika’nın tüm Avrupa’yı avcunun içine almasını engellemek veya bunun öyle basit olmadığını, yeryüzünde devletlerin eşkıyalık kanunlarıyla işlerin yürütülemeyeceğini anlatmaları açısından Avrupa’nın Trump’a etkili ve somut tepkiler vermesi şart. Bu gün Ortadoğu’yu barbar gücüyle hizaya getiren, yarın Avrupa’yı da aynı güçle hizaya getirebilir.
Arap dünyası ve Türkiye’ye gelince..
Yıllarca gösterdiğimiz sözel tepkilerin, protestoların veya boykotların bu eşkıyalar üzerinde hiç bir anlamı ve etkisi yok. Eğer gerçekten öfkeliyseniz, gerçekten kızgın ve tedirginseniz Husilerin ve Hizbullah’ın yaptığı gibi yapın; Filistinlilere silah verin, Amerika’nın gazını da işlenmiş petrolünü de satın almayın ve hatta Ortadoğu Barış Gücü adı altında bir güç kurup Gazze’ye barışı tesis için birlik yollayın ve buna mümkünse(parayla yada tavizle) Avrupa’yı da dahil edin..