Zalim, zulüm ve trajedik ölüm üçgeni
Yayınlanma :
13.01.2020 09:43
Güncelleme
: 13.01.2020 09:43
*****
Süleymanî gibi bir cani gözünü inandığı, bağlısı olduğu ve İslâm'ın tek doğru yorumu olarak gördüğü “ŞİİA” mezhebi hedeflerine dikmiş, kendi davasının bir numaralı savunucusuydu. Ama, bugün onun ölümü karşısında İslam dünyasında yaşanan duygu kırılmaları ve derin uçurumlar kıyımlar ölümler sürgünler ve içinden çıkılmaz benlik, varlık hesapları ve emperyalizme karşı derin bir yenilgiyle sonuçlanan bir parçalanmış cesetler topluluğu... Bölgenin efsane komutanı olmasına sebep geçmişte başta Kürt’ler olmak üzere günümüzde Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Fas, Tunus ve Yemen’de yaptıkları ve uygulamaları sonucunda oluşan vahşet, kan, gözyaşı, tecavüzler, açlık, sefalet ve yollarda dağlarda, denizlerde son bulan hayatlar sonucunda kafirin gökten ateş olup yağmasına duyulan büyük sevinçlerdir.
*****
Kasım Süleymanî öldürüldü..’ diye “ŞİİA” dünyasında derin bir üzüntü hali mevcutken, gözyaşlarıyla sokaklara milyonlar dökülürken ; karşı taraf yani, İran ve onun zalim politikaları ve katliamlarına maruz müminler sokaklara dökülüp raks etti, dans etti sevinç çığlıkları attı. Caddelerde yoldan geçenlere lokum, baklavalar dağıttı. Bu bile başlı başına İslâm coğrafyasının ne halde olduğunu göstermeye yetmiyor mu?
*****
Bu trajedik suikast bizlere şunu göstermekte İran bölgede efsaneleşmiş bir askeri liderini kaybetti ve sadece kaybettiğiyle kaldı. Ama bu coğrafyada artık her şey eskisi gibi olmayacağını da gösterdi. İslâm alemindeki bu bölünmüşlük yeni ve daha büyük suikastlara gebe olduğunu göstermekte. 1 Mart tezkeresiyle ABD’yi bölgeye taşıma hevesi içinde olanların şimdilerde bölgeyi terk etmesi yönünde boş lakırdıları sadece vicdan ve amigolarına yönelik bir politika olduğu gerçeklikten uzak ABD emperyalizminin bölgede sonsuza kadar varoluşunu yavaş yavaş hazmetmeye yönelik olduğu bilinmekte.
*****
Bizler “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” diye sormamıza gerek kalmadan uluslararası “Şeytani düzen”in temsilcileri ile bir arada oturup planlar kurmadan , siyasi Emel’lerini ve şahsi çıkarlarını ön planda tutanlarla diyaloglar kurmadan öncelikle insani ve İslami birlikteliğimizi esas alacak yepyeni bir mücadele yöntemini ortaya koymamız gerekmekte. Aksi halde “Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir..." (Şura, 42/30)ayetiyle karşı karşıya kalırız.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: