Dünya açık bir cezaevi mi?
Neden tüm dünya insanları, barış ve kardeşlik içinde, sevgiyle, saygıyla ve huzurla yaşamıyor?
İyi niyetli milletlerin geçiminde hiç sıkıntı olur mu?. Yok, diyorsanız… Dünyada yaşanan bu sıkıntılar nedir?
Çocuklar büyüklerden daha mı hoşgörülü?. Yok, diyorsanız… Büyüklerin çıkardığı bu savaşlar neden?
Ya da seçilenlerin neden silahlandığını ve neyi paylaşamadıklarını biliyor musunuz?.
Acaba hiç merak ettiniz mi?
*****
Sorsanız ‘dünya barışı’ diyenlerin devamlı kendi halkının rahatlığını düşünmeleri acaba egoistliğin büyüğü mü?.
‘Benim çocuğum sınırsızca eğitim görsün’, ‘en iyi şekilde yaşasın’, ‘en güzel şekilde…’ artık o boşluğu siz doldurun!
Pekiyi diğer insanların çocukları… Onların eğitimi ve onların yaşam şartları!
*****
Arkadaş!,
Hangi din ve ırktan olursa olsun tüm canlıların yaşama hakkı yok mudur?
Belli bir kesim rahat diğeri savaş, yokluk içinde mi olmalıdır?.
Böyle giderse vicdan gün geçtikçe erimeyecek mi?
Ve sonunda cenneti isteyeceksin öyle mi?. Cenneti kazanmak o kadar kolay mı?.
Hak demeyeceksin, hukuk demeyeceksin, insana saygı demeyeceksin, kadın ve çocuklara sahip çıkmayacaksın… Huzurlu ve insanların birbirine saygı duyacağı dünya için gayret göstermeyeceksin.
Sonra cenneti isteyeceksin!
*****
İnsanlığın önce paylaşmayı öğrenmesi, paylaşmanın verdiği ilahi lezzeti tatması gerekir.
Dünyanın neresinde olursa olsun bir mazlum eziyet görüyorsa biz de onu düşünmeden zevk ve sefa içinde yaşıyorsak kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Afrin’de yiğitlerimiz dağ gibi sıralanmışken, bilmem hangi deniz kenarında zevk ve sefaya dalanlara gidip verilen mücadeleyi anlatmalıyız.
*****
Ne yapabiliriz?
Yangını söndürmek için bir karınca olup da bir damla su mu taşımalıyız?
Ya da dünya barışı ve kardeşliği adına bir kelime, bir mail, bir paylaşım mı yapmalıyız?.
‘Dünyanın burası şu milletin’, ‘Burası bu milletin’ demek yerine sınırsız dünya için adım atma zamanı gelmedi mi?
Neden bu zamanı hızlandırmıyoruz?
Sahi, neyi bekliyoruz?