Eskiden mahallede çocuklar kavga edince, büyükler devreye girer barıştırırdı. Ertesi gün çocuklar yine aynı sokakta oyunlarına devam ederdi.
Elbette barışmak ve barıştırmak güzeldi!
Bazen aileler arasında da tartışma yaşanırdı. Bu kez mahallenin en saygın insanı iki komşuyu bir araya getirip, barıştırırdı.
Çünkü komşuluk hakkı, kutsaldı!
*****
Şimdi bu büyüklüğü Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan gösteriyor
Birbirine husumetli insanları cezalandırmak yerine uzlaşmalarını sağlıyor
Yol gösteriyor
Bir anlamda ağabeylik yapıyor
‘Gelirsem seni döverim’ değil, ‘Gelin hep birlikte barışıp, kardeş olalım’ diyor
Sevginin, saygının ve paylaşma duygusunun önünü açıyor
*****
Başsavcı Ali Yeldan
Ateşe körükle değil
Barışa yürekle gidiyor!
****
‘Uyuşmazlıkları çözmek için cezadan başka yollar da var’ diyor Başsavcı Yeldan..
Ve ekliyor, ‘Bunlardan biri uzlaşma, diğeri arabuluculuk. Ceza adalet sisteminde hakları çok göz önünde bulunmayan mağdur haklarıyla ilgili de çalışmalarımız var. Artık ihtilafları uzun süreye yayan, bu süreçte davalıyı ve davacıyı birbirine husumetli hale getiren ve bundan nemalanan bir sitem değil de tarafların da sürece katkı sunduğu, çözümü birlikte oluşturduğu ve kaybedeni olmayan bir sisteme geçiyoruz”
*****
Mantıklı ve doğru olan yola yöneltiyor insanları
Davadan dava türetip bu davaların sayısını artırıp, çözümsüzlüğü yargının üstüne yıkıp bundan bir nema elde etmek değil
Davacıları davaları memnuniyetsiz olarak bırakıp davalıyı tamamen yok edip davacıyı tamamen avantajlı hale getirmek hiç değil
Bunun tam tersine bir anlayış
Yani, hem iki husumetli arasında dostluğu tesis etmek, ham de adliye çalışanlarının yükünü hafifletmek!
*****
Başsavcı Ali Yeldan farklı bir yöneticilik tarzıyla dikkat çekiyor
Bir gün adliye binasının girişinde aşuresini halkla paylaşıyor
Bir gün sıraya gidip personelleriyle birlikte kan veriyor
Bir gün basın kanununu anlattığı gazeteciler cemiyetinde çay içiyor
Ve en önemlisi…
Attığı her adımda toplumsal barışa katkı sağlıyor!