Acılarınızı sevin.
Dertlerinizi sevin.
Kederlerinizi sevin.
Size yapılan ihanetleri sevin.
Kaçmayın onlardan.
Bırakın, sizi darmadağın etsinler.
Korkmayın, şikayet etmeyin.
Ben neden bunu yaşıyorum, neden bunu çekiyorum demeyin.
Yeryüzüne gelmiş ve geçmiş bütün uyanmış insanlar sizin yaşadıklarınızdan yüzbin kat daha fazla acılar çektiler.
Siz zannediyor musunuz ki, zenginlik içinde, refah içinde yaşayıp da uyandılar ve size anlattılar.
Siz sadece dağın görünen yüzünü görüyorsunuz.
Acılarınız, dertleriniz hepsi size birer ödüldür. Hediyedir.
Güzel insanlar, asla şikayet etmeyin.
Ve hiçbir zaman bir beklentide de olmayın.
Uyanma çabasından da vazgeçin.
Olma çabasından da vazgeçin.
Pişme çabasından da vazgeçin.
Vazgeçin ki ,o sizde misafir olmuş olan gizli hazine size seslensin.
“Ey benim Özüm, Ey benim canım, korkma ben buradayım”, desin.
Ama siz şikayet ettikçe bağırıp çağırdıkça ona buna suçu attıkça, içinizdeki sesi duyamıyorsunuz.
O sesi duyabilmeniz için şikayetten vazgeçmelisiniz.
Sessiz olmalısınız.
Hayatınızda hiçbir put bırakmamalısınız.
Sadece özünüzü sevmelisiniz.
Para, mal, mülk, servet, hepsini yok hükmünde görmelisiniz.
Hiçbirisi size ait değil.
Bunların hepsi sizin tekamülünüz için size verilmiş araçlardır.
Nasıl kullanıp, nasıl kullanmayacağınıza bakılıyor.
Evet, sistem tersten işliyor.
Gerçeğe ulaşmak istiyorsanız şikayetten vazgeçmelisiniz.
Sizi size getirecek, sizi özünüze getirecek bir İnsan-ı kamile de ihtiyacınız var.
Eğer ki, tek başınıza yolu bulabiliyorsanız zaten şikayet etmezsiniz.
Uyanıp uyanmadığınızı nasıl anlarsınız?
Eğer ki, hayatınızda şikayet yoksa her şeyi ama her şeyi acısıyla tatlısıyla olduğu gibi kabul ediyorsanız ve hiç kimseyi kınamayıp eleştirmiyorsanız işte o zaman kendinize gelmişsiniz demektir.
Şikayet etmeyin, şikayet etmeyin, şikayet etmeyin.
Çünkü, şikayet derdi çoğaltır, sıkıntıyı çoğaltır.
Evladın onu yapmış, eşin şunu yapmış, o sana ihanet etmiş bırakın bu şikayetleri..
Ey güzel insan, rüyadasın rüyada.
Gerçekten bir rüyanın içindesin. Ve gelmiş geçmiş en büyük uyanmış olan bilinç Muhammet peygamber ne diyor, ” İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar. Siz ise ölmeden evvel ölmeye bakın.''
Eğer, ölmeden evvel ölmek istiyorsanız ölmeden evvel ölenleri bulun ve onlara sımsıkı sarılın.
Onlardan ayrılmayın.
Zihniniz ne derse desin.
Bu da değil, bu da değil, bu da değil dese de siz ona diyeceksiniz ki, “ Zihin git başımdan, Defol başımdan, Ey İblis, defol diyeceksiniz. Ben bulacağımı buldum yerimde sabit duracağım. Ben bu kapıya vuracağım ve bu kapı bir gün bana açılacak”, diyeceksiniz.
Nereye kadar kapı kapı gezeceksiniz?
Ne getirdi size Polyanacılık’tan başka?
Allah için söyleyin ne getirdi size?
Bir kardeşiniz olarak söylüyorum.
Sizin için söylüyorum yoksa benim uyanmak uyanmamak gibi bir derdim yok.
Ama sizin var görüyorum.
Acınızı, çırpınışınızı görüyorum.
Bir nebze belki yanan o ateşinize belki bu cümlelerim su olur.
Belki Musa’nın asası olur beyinlerinizdeki sihirleri yutar.
Belki beden kabrinde ölü olduğunuzu fark edersiniz.
İsa’nın ölüleri dirilten sözü olur.
Belki de Muhammed’in sizi miraca çıkaracak kelamları olur.
Ben ortaya attım incileri.
Şikayet etme, şikayet etme, şikayet etme ve şikayet etmeyenleri bul.
Sana huzur verenleri bul.
Gördüğünde sana özünü hatırlatanları bul.
Şikayet edenlerle oturup kalkma.
Sen de hiçbir şeyden şikayet etme.
Ve hiçbir şeyi put edinme.
Hepsi bir araç, hepsi bir rüya.
Tek gerçek sensin.
Ama sen figüran olduğunu zannediyorsun.
Şikayet etme, şikayet etme, şikayet etme.
Yorumlar
Kalan Karakter: