Güneş Motel olayı neydi önce onu bir hatırlayalım.
1971 yılının sonlarında ülkemiz genel seçimlere gitti. Ecevit’in başını çektiği CHP 213 milletvekili çıkardı. Lakin bu sayı tek başına hükümet kurmaya kafi gelmiyordu. Ecevit azınlık hükümeti kurdu kurmasına ancak 40. Türkiye Hükümeti güvenoyu alamadı. Bunun üzerine Süleyman Demirel liderliğinde Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden oluşan 2. Milliyetçi Cephe olarak anılan 41. Türkiye Hükümeti kuruldu.
Hasılıkelam, Ecevit 41. Hükümeti düşürebilmek için kolları sıvadı. AP’den istifa eden 12 vekil ile Güneş Motel’de Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak kazınan o görüşmeler başladı. 12 vekil gensoruyu desteklemesi neticesinde bakanlık ile ödüllendirilecekti. Cemalettin İnkaya hariç diğer 11 vekilin gensoruyu desteklemesi üzerine 41. Hükümet düştü. Ecevit sözünü tuttu, kurduğu 42. Türkiye Hükümeti’nde AP’den istifa eden vekillere bakanlık verdi.
6 Şubat’ta da bu sürecin postmodern halini bütün ülke canlı canlı takip etti. Alt üst olan muhalefet koalisyonunda Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının aracılıkları vasıtasıyla Meral Akşener ikna edildi. Ardından Ankara Çukurambar’da bir otele Kemal Kılıçdaroğlu ile pazarlığa tutuşmaya geçildi. Bir sonraki kaosa kadar detayları bilinmeyecek olan bu görüşme sonucunda Meral Akşener, tahakkümü altında tutmayı arzuladığı Kılıçdaroğlu’na “yetkili ve icracı” olan iki Cumhurbaşkanı Yardımcısı fikrini dayattı. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu bu prangayı kendisi seçildikten sonra ve uygun gördüğü bir zamanda giymeyi kabul etti. Masadaki her partiye Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve en az bir bakanlık dağıttı.
Muhalefet cephesinde bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise kurmaylarıyla beraber tam kadro Dolmabahçe’de Cumhuriyet tarihinde bir ilki teşkil eden ve 7,5 saat süren “Ulusal Risk Kalkanı” toplantısında bilim insanları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı bu süreçte hiçbir siyasi polemiğin içerisine girmeden “bizim işimiz deprem” dedi. Milletin yanında oldu, gerçek ihtiyaçlarına ses vermeyi tercih etti.
Hülasa, tarihin tekerrür etme gibi bir huyu vardır amma bugün CHP’nin karşısında Süleyman Demirel değil, 20 yıldır girdiği her seçimde kazanmış; vesayete, darbelere, medya patronlarına, sokak olaylarına, terörizme, uluslararası finans operasyonlarına boyun eğmemiş bir Recep Tayyip Erdoğan var. Milleti çok iyi tanıyan ve sahayı müthiş okuyan bir lider var.
Son sözü 14 Mayıs’ta Millet söyleyecek…