Bizlerden yaşça büyüklerimiz ve anne ile babalarımız anlatırlardı.
Onların gençlik yıllarında cep telefonu ve internet yokmuş.
Hatta her evde telefon bile yokmuş. Çok gerilere gittiğimizde mesela 1970’li yıllarda her evde televizyon yokmuş. İnsanlar radyo dinlermiş.
Yaz mevsiminde yazlık sinemalara giderlermiş. İnsanlar genelde hafta sonları yazlık sinemalara gidermiş.
***
Aileler sinemalara gittiklerinde localar varmış ve oradan izlerlermiş. O yıllarda bazı sinemaların sahipleri filmleri oynayan sinema sanatçılarını getirirlermiş.
Sinemalara akşam gidilir ve iki film birden izlenirmiş.
O yıllarda insanlar birbirlerine misafirliğe giderken çat kapı giderlermiş Yani “Müsait misiniz” diye sormazlarmış.
Komşular birbirlerini tanırlarmış..
Mesela Ramazan ve Kurban Bayramlarında evin hanımları kendi elleriyle tel kadayıf tatlısı yaparlarmış. Hem de 3-4 tepsi birden tatlı hazırlanırmış.
***
Düşünebiliyor musunuz, insanlar nasıl da samimi, nasıl da birbirlerine dostça davranıyor…
Şimdi gelelim günümüze…
Şimdi günümüzdeki gençlere büyüklerimiz yaşadıklarını anlatıldığında inanmayanlar var. “Telefonsuz, internetsiz nasıl yaşamışsınız” diye soruyorlar…
İnternet ve cep telefonları 90’lı yıllarda hayatımıza girmiş.
***
Teknoloji o kadar çok hızlı ilerliyor ki, hızına yetişmek imkansız gibi neredeyse…
Teknolojiyi iyi kullanırsanız faydalıdır. Ancak çocuklara ve gençlere baktığımızda teknolojinin hiç de iyi kullanıldığını görmüyoruz.
Herkes telefon ve internet bağımlısı olmuş.
Şimdi telefondan sohbet edebiliyor, sinema izleyebiliyor, oyun oynayabiliyorsunuz…
Hatta internet bankacılığına giriş yapıp işlemlerinizi yaptırabiliyorsunuz.
Tüm bunlar iyi…
***
Şimdi apartmanda oturanlara şöyle bir soru sorsam, karınızdaki ya da bir üst ve alt kattaki komşularınızı tanıyor musunuz?
Çoğunuzun cevabının “Hayır” olabileceğini tahmin ediyorum…
Çünkü bu duruma geldik-getirildik…
Komşuluk diye bir kavram kalmamış…
Aslında şöyle bir düşünüyorum da büyüklerimizin kendi yaşadıkları o dönemler daha iyiymiş…
Özellikle gençler ve çocuklar o dönemi “Taş devri” diye nitelendirse de o zaman insanlar daha mutluymuş…
Peki son olarak şunu sorsam cevabınız ne olur?
Mutluluk mu, teknoloji bağımlılığı mı?
Ya da şöyle söyleyeyim
“Taş Devri” mi, “Teknolojili devri” mi?