Amerika ve İsrail dışında koyu bir Siyonist olan Arjantin Devlet Başkanı Javier Miley ve Siyonist uşaklığını yapan ve radikal bir Yahudi kökü olan Macaristan lideri Viktor Orbán el ele verip Trump yalakalığını sürdürürken Avrupa’nın geri kalan ülkelerin-buna savaşta olan Ukrayna da dahil- BM’de Filistin’i tanıdılar;tanımayla kalmayıp bazıları Filistin’le diplomatik ilşkileri başlatacaklarını bildirdiler.
Her ne kadar 167 sınırlarından geriye çok fazla bir şey kalmasa da var olan toprakların devlet olarak tanınması Filistinliler için büyük moral kaynağı olacaktır ve geriye ne kaldıysa var olanı canla başla savunmaya devam edeceklerdir.
Filistin'e yönelik bu diplomatik tanıma dalgasında kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden devletlerin farklı çıkarlarının bir noktada sonuçlanası yani Filistin’i devlet olarak tanıma noktasında nihayet bulması Ortadoğu’da İsrail lehine olan dengeleri tersine çevirecektir ama bu tatbikî zaman isteyen bir süreçte olacaktır.
Bu tanımaların dez avantajı İsrail’in batı Şeria’ya yönelik işgaline gerekçe göstermesi olabilir ama Devletlerin İsrail’i Batı Şeria’ya yöneltecek diye de bu “tanıma”dan vaz geçecek halleri yoktu. Zaten geri adım attıkları takdirde İsrail sadece Ortadoğu’da değil Dünyanın her noktasında eşkıyalık yapacak cesareti bulacaktı.
Fransa’nın dış politikasının Amerika’ya bağımlı olmadığını ve egemen bir devlet olarak bağımsız bir dış politika izlediğini iç ve dış kamuoyuna göstermek amacıyla Macron’un bu noktada ön plana çıkması Avrupa’nın en köklü devletinin ön safta yer alması oldukça önemliydi.
Tabi İsrail’ sert söylemlerle saldıran Avrupa devleti başak bir devlet;o da İspanya oldu.
Sert söylemlerle yeterli kalmayan İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Smotrich de dahil olmak üzere bir dizi İsrailli üst düzey yöneticilerine ve politikacılara yönelik kişisel yaptırımlarda da bulundu. Bunlarla da yetinemeyen Başbakan havaalanlarını ve limanları, özellikle de İsrail Savunma Kuvvetleri'ne yakıt taşıyan petrol tankerleri olmak üzere, İsrail trafiğine kapattı ve bunların yanında Ticaret yaptırımları da uyguladı.
Tabi İsrail’in bu ve başka devletlerin yaptırımlarına direnmesi şimdilik ağababaları Amerika’nın sayesinde devam ediyor ama son BM toplantısından sonra, dış politikaya “dolar” gözünden bakan Trump’ın İsrail’e koşulsuz destek verme arzusu bir nebze gerilemiş olabilir.
Bakalım bu gelişmeler kısa süre önce ölüp giden ve iyi bir Siyonist olan Henry Kissinger'ın “İsrail, önümüzdeki on yıl içinde artık var olmayacak” sözünü haklı çıkaracak mı? Bekleyip göreceğiz.
Onun ölümünün üzerinden 2 yıl geçti ve geriye 8 yıl kaldı. Bu 8 yılın ilk en zorlu basamağı içinde bulunduğumuz zaman dilimiydi ve bu başlangıç olan zaman dilimindeki gelişmelerin İsrail aleyhine işlediği kesin.
Onlarca yıldır İsrail’in saldırılarına göz yuman Avrupalıların geç de olsa bu dönemde tepkilerle gözlerini açması tabi ki hiç yoktan iyidir. Her ne kadar İsrail barbarlığı Siyonistlerin algı çalışmalarıyla 7 Ekim tarihi baz alınarak değerlendirilse de başta Amerika olmak üzere bazı ülkelerce, mesele onlarca yıldır var..Ama bu onlarca yıllık zaman diliminde hiç bu zamanda olduğu kadar kınanmamış bir İsrail bir Siyonizm var. Ve artık Siyonizm İsrail toprakları dışındaki her toprak parçasında lanetleniyor ve kınanıyor.
İşte bu vaka Kissinger'ın “kehanetinin” gerçekleşmesinin yakın olduğunun bir işareti olabilir. Zaten hukuk açıdan da İsrail aleyhine bir çok ilklerin yaşandığını biliyorz. Bunlardan birini hatırlatacak olursak; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Güney Afrikalı Navi Pillay’in BM'de soykırımın beş özelliğini sıralayıp, İsrail’in bunlardan dördünü açıkça ortaya koyduğunu açık açık söylemesi.
İsrail’in Kuzey Gazze’yi, Cebeliye, Beyt Hanum ve Beyt Lahiya gibi yerleşim bölgelerini yerle bir etmesi ve şimdi de merkeze doğru ilerlemesine bakacak olursak, Siyonizm amacına tam olarak ulaşmadan var olan tepkilerin etkilerinin de kısa sürede kendini göstermesi gerekiyor. Aksi halde tanınacak ne bir Filistin toprağı, yardım edilecek ne bir Gazzeli ve Gazze, Büyük devletlerin menfaatini sağlayacak ne bir Ortadoğu kalacak ve Ortadoğu nezdinde dünyanın efendisi ve eşkıyası Amerika olacak..
Yorumlar
Kalan Karakter: