Milletin İradesine Sahip Çıkanlar Kazandı, İhanet Edenler Kaybetti ve Kimse bu Ülkeyi bölemeyecek Başaramayacakdır.
Yıl 2016, ay Temmuz... Türkiye’nin demokrasi tarihi, unutulmaz bir geceyle yeniden yazıldı. 15 Temmuz gecesi, milletin iradesine karşı yapılan alçak darbe girişimi; halkın cesaretiyle püskürtüldü. Tanklara karşı duruldu, helikopterlerden atılan kurşunlara göğüs gerildi. O gece Türkiye bir kez daha gösterdi: Bu ülkenin sahibi millettir.
Devletin Tepkisi Sertti, Halkın Vicdanı Derindi
Darbe girişiminin ardından başlatılan temizlik operasyonları, bürokrasiden eğitime, adalet sisteminden özel sektöre kadar uzandı. Devlet, örgütlü ihanetle mücadelede kararlılık gösterdi. Ancak bu süreçte kimi masum insanların da mağdur olduğu yönünde sesler yükseldi. Adaletin terazisi hassas bir zeminde sallandı.
Toplumsal Güveni Sarsıyor
Birçok kişi “cadı avı” tabiriyle yaşanan süreci tanımladı. Bu iddialar, toplumun vicdanında karşılık buldu. Hainliği planlayanlarla, istemeden sistemin bir parçası olmuşları ayırmak kolay olmadı. Güven duygusu örselendi. İnsanlar komşularından bile şüphe eder hale geldi. Bu paranoyanın uzun vadeli etkileri hâlâ hissediliyor.
Bu millete ihanet eden kim varsa; hukukun karşısında hesap vermekle kalmaz, vicdanların da mahkûmiyetini yaşar. Her kim ki bu ülkenin birliğini bozmayı ister, Allah onların planlarını boşa çıkarsın. Vatanı için bir adım atan, bir söz eden, bir dua eden herkesin bu millette yeri vardır.
Şimdi Ne Yapmalı?
15 Temmuz’un ardından geçen yıllar, yaraları tamamen sarmadı. Ama yeni bir toplumsal sözleşmeye, daha şeffaf bir hukuk sistemine, daha güçlü bir demokrasinin temellerine ihtiyaç var. Unutmayalım: Adalet sadece cezayla değil, hakka saygıyla sağlanır. Ve bu ülkenin geleceğini kuracak olanlar; korkuyla değil, umutla yürüyenlerin Olacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: