Dün “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”ydü…
Diğer günlerden bir farkı var mıydı?..
Yoktu…
Tek fark, gazetecilerin hatırlanmasıydı…
O da gazetecilerin mail adreslerine gelen kutlama mesajlarıydı…
O kadar çok mesaj geldi ki, hepsini okumaya ya da gazete sayfasına girmeye kalksanız yer kalmaz…
Hatırlanmak güzeldir…
Eyvallah…
Ancak, mesaj gönderenlerin bazıları vardır ki, sırf gazete sayfalarında yeralmak için gazetecileri hatırlamıştır…
Önceki gün bu konuyla ilgili bir yazı yazmış ve demiştim ki, özellikle seçilmiş ve atanmışlar gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesinden dem vuracaklardır…
Dediğim çıktı…
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü geride kaldı. Bir dahaki 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne bir yıl var…
Acaba bu bir yıllık süreçte gazetecilerin çalışma şartlarında bir iyileştirme olacak mı?..
Gazeteci daha özgür olacak mı?..
Gazeteci düzgün bir hayat yaşayabilecek mi?..
Gazeteci yarını düşünmeden bugünün tadını çıkarabilecek mi?..
Gazeteci dayak yeme korkusunu üzerinden atabilecek mi?..
Gazeteci “Satışa” gelme riskinden kurtulabilecek mi?..
Her zaman heryerde yalnızlaştırılan gazeteci bu yalnızlıktan kurtulacak mı?..
İşin özeti ve noktasını koyacak olursak;
Gazeteci mesleğini “Adam” gibi yapabilecek mi?..
Ya da “Adam gibi Adamlar” mı gazetecilik yapacak, her önüne gelen mi gazetecilik yapacak?..
Ömrümüz yettiğince ne olacağını göreceğiz…
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bir fırtınaydı geldi geçti…