Bugün mesleğimizden bahsetmek istiyorum…
Okurlar, gidip bayilerden gazete alıyorlar…
O gazetede kaç kişinin emeği olduğunu bildiklerini sanmıyorum…
Gazete hazırlanırken, bir çok ustanın ellerinden geçer, görüşleri alınır, fikirler ortaya atılır…
Yeri gelir ateşli bir tartışma yaşanır…
Amaç gazetenin güzel olması, hatasız olarak okurun beğenisine sunulmasıdır…
Muhabir habere gider, haberini yapar büroya geri döner…
Muhabir haberi yazdıktan sonra haber müdürüne iletir…
Haber müdürü haberi redakte ettikten sonra, teknik servise yönlendirilir…
Hani sosyal paylaım sitelerinde sayfaları paylaşıyoruz, sonra dostlarımız ve okurlarımız yorum yazarak övgü dolu sözler bahsediyor…
Sayfayı paylaşan kişi övgü dolu sözlere teşekkür ediyor…
Aslında burada unutulan isimler var…
Büyük uğraşlar vererek sayfayı çizen sayfa sekreterleri var mesela…
Onlar hep geri plandadır…
Halbu ki, sayfa sekreterleri, muhabirler kadar önemli iş yapmaktadırlar…
Sayfayı en güzel şekilde çizip okurların beğenesine sunulmasında büyük pay sahibidirler sayfa sekreterleri…
Gazeteyi gören sadece muhabire teşekkürlerini iletir…
Halbu ki, sayfa sekreterleri en büyük teşekkürü hakediyor…
Eğer sayfada hata varsa okurlar o hatanın muhabirden kaynaklandığını düşünüyor…
Kimi hatalar muhabirden, kimileri ise sayfa sekreterlerindendir…
Sonuç olarak başarı nasıl sahipleniliyorsa, hata da sahiplenmelidir…
Ekip çalışması böyle bir şeydir…
Şimdi burada muhabirden, sayfa sekreterinden bahsettik…
Musahhih (Düzeltmen) var…
Bu işin baskısında kalıp ustası var…
Matbaa ustası var…
Onların da hakkını yememek gerekiyor…
Var da var…
29 yıl önce gazetecilik mesleğine başladığımda şartlar daha zordu. Ancak, gazetecilik mesleği o zamanlar daha zevkliydi…
O zamanlar zamanla yarışırken, bir yandan da gazeteciler arasında haber atlatma denen bir kavram vardı…
Ne yazık ki, şimdi haber atlamda diye bir şey kalmadı…
Belki ileriki günlerde gazetecilik mesleğinde yaşadığımız traji komik olayları da yazarım…
Şimdilik bu kadar…