1980 yılıydı Adana’yı sel aldığında…
Dün Adana’ya aniden bastıran yağmur ve fırtına 1980 yılını hatırlattı bana…
Çok iyi hatırlıyorum…
Otogar, Merkez Cami’nin olduğu yerdeydi…
Yağmur yağmış, Adana’ya sel gelmişti…
Otogar sular altında kalmıştı…
Biz o zamanlar Yüreğir İlçesi, Yavuzlar Mahallesi’nde oturuyorduk…
Yağmur suyu lağımlardan fışkırıyor, evleri su basıyordu…
Lağımları bezlerle kapatmış, su baskınını önlemeye çalışmıştık…
Adana 1980 yılında gerçekten bir felaket yaşamıştı…
O yıl Adana’ya sel geldiğinde su birikmesin diye barajın kapakları sonuna kadar açılmıştı…
Yağmur yağıyor, sular Seyhan Nehri’nden akıp gidiyordu…
Öylesine bir yağmur yağmıştı ki, Seyhan Nehri’nin suları Optimum’a giden Girne Köprüsü’nün üzerinden geçiyordu…
Çok iyi hatırlıyorum…
O yıl ülkemizin Başbakanı rahmetli Süleyman Demirel idi…
Emir vermişti…
“Yağmur suları daha rahat gitsin diye gerekirse Girne Köprüsü’nü patlatın…”
Evet…
Eğer o yıl yağmur daha çok yağsaydı, Girne Köprüsü patlatılacak, sular rahat gidecekti…
Dün Adana’ya yaklaşık 2 saat yağmur yağınca o yıllar aklıma geldi…
Dünkü yağmur hiç kuşkusuz Adana’yı felç etti…
Araçlar adeta yağmur sularının üzerinde sörf yaptı…
İnsanlar, hazırlıksız yakalandı yağmura dizlerine kadar ıslandı…
Yaşlısı, genci, çocuğu, kucağında bebeğiyle hazırlıksız yakalandı yağmura Adanalı…
Öyle böyle değil…
Sanki kıyamet kopuyor gibi yağmur yağdı, fırtına koptu…
Allah beterinden korusun…
Kent merkezini felç eden yağmur, kenar mahallelerdeki evleri ne hale getirmiştir varın siz tahmin edin…
Tam bu yazıyı yazarken, bir dostum aradı… Yüreğir Otogarı’nın orası deniz gibi olmuş… Haber verdi… Ne yazık ki, yağmur Adana’yı felç ederken, Adanalıyı da perişan etti…
Kimileri bayram temizliği yapmıştır…
Camları temizlemiştir ev hanımları…
Yağmur yağınca temizlikte heba oldu gitti…
Varsın olsun…
Yağmur rahmettir, şükretmeli…
Yeter ki, kıyamet olmasın…