Şimdilerde rötar yaptığımız, daha doğru deyimli; beklemede kaldığımız. Zaman zaman, Siyaset-Sanat-Spor ve Ekonomi Dünyamızda ki gelişmelere yönelik; söz konusu alanlarla ilgili, birçok önemli isim ve isimleri gün ışığına çıkararak. Ki; bugün memleketimizde önem arz eden makamlarda oturan genel ve yerelde Seçilmiş ve Atanmış konumu bulunan değerleri; Gün Işığına çıkararak TELEVİZYON dünyamız da Habercilik- Tartışma-Söyleşi-Yorum ve Tartışma saatler süren AYRICALIKLI- ADRENALİ Yüksek programlarımızla, seçkin konuklarımızla Reytingleri Anadolu’ya yönlendirmiş; Yaşar Kara ile YANKI isimli Canlı ve Paket Televizyon Programlarıma başlarken, yeri geldiğinde gün be gün başlarken ve biterken söylediğim:
BEREKETLİ TOPRAĞIMIZIN KIYMETİ
Ve yine çok seçici davrandığım; Türk Hukuk Enstitüsü, Polis Akademimize bağlı Kemal Serhatlı Polis Meslek Yüksek Okulu, TÜRKAV, TEMAD, Çukurova Oğuz Boyları ve benzeri kurum, kuruluş ya da STK’ların alanların da düzenledikleri, Konuşmacı olarak katıldığım “Adana ve Dinamikleri”, “Çukurova’da İz Bırakanlar” isimli Konferanslarıma başlarken söylediğim ve şimdi; GÜNAYDIN Adana Gazetemizin Siz Saygıdeğer Okurları ve YANKI köşemin müdavimleriyle paylaşacağım;
“Bereketli Topraklarımızın Siz Saygıdeğer Bereketli İnsanları” ve devamı Selamlamayla ve tanıtımla gelir.
Bu sebeple, bu kentin, bu coğrafyanın yaşayan iklimi gibi sımsıcak bereketli insanları olarak, Çukurova’mızın, Adana’mızın, Yüreğir’imizin Bereket dağıtan Bereket veren topraklarımızın kıymetini kalben biliriz. Bu nedenle de Rahmana binlerce kez hamdolsun.
YÜREĞİR’İN MAKÜS TALİHİ YENİLMELİ
Bu uzun uzadıya anlatımdan sonra, Çukurova’mızın Bereketli topraklarının bulunduğu, çoğunlukla Yüreğir Ovamız’ da yer alan TARIM ve ZİRAATİ, gelecek adına, filmlere, dizilere, romanlara kim bilir kaç kez konu olan ki son olarak keyifle izlediğimiz ATV’ de ki “Bir Zamanlar Çukurova” dizimizde bile işlenen, bitmek bilmeyen MAKÜS talihinin çözümü hala gerçekleşmemiş bir durumda.
HU KÜLTÜRÜNDEN KURTULUNULMALI ZİRA YAĞMURLARIN ELİ KULAĞINDA
Hala Yüreğir ilçemizde bereketli topraklarımızın işlenişinde ki modernliğin yanı sıra tarım ve ziraat işçisinin eski tabirle IRGATIN durumu nasıl ki; her ne kadar ara ara iyileştirmeye yönelik KONTEYNER serpiştirmeleri olsa da; Çadır, Naylon; özetle HU kültürü genel olarak devam ediyor. 21.YY girmemize rağmen, tuvaletin, duşuna banyosuna, yemeğine yatağına kadar beklenilen arzulanan değişim gerçekleşmemiş. Kaldı ki, yaz bitti güz dönemindeyiz ve ha bugün ha yarın yağmur indi inecek,yağmur kaynaklı oluşacak gelişmeleri bir insan olarak düşünün bu şartlarda dahilinde ki işçimizin vaziyeti umum iyesinin? İnsan olarak canımız yanıyor şimdiden. İnanın bu konuda değişen sadece o da nispi ölçü de o da, okuyan öğrencimize bir tolerans. Ama devamında ne yazık ki çözüm hala sözde, özde değil. İşte bu nedenden dolayı yazıyorum ya, İl ve İlçe yöneticilerimiz seçilmiş veya atanmış hiç fark etmez bu konuda ne kadar duyarlı ve gerekeni yapıyor diye? Bu arada hemen de şu gerçeği de ifade edelim; Yüreğir’de tarım ve ziraat alanımızda Suriyeli işçilerin varlığını da önemle hatırlayalım.
SEL BASKINLARI İÇİN ÖNLEMLER ALINMALI
İşin bir başka kısmına sondan başlayalım, gerçekten yağacak aşırı yağmurların bereketle beraber Allah göstermesin yeterince önemlerin sınırlı imkânlar içerisine de ki çiftçimize tarıma vereceği maddi ve manevi zararı. Sel baskınlarını. Nerede nasıl önlemler alındı şu ana kadar acaba?
PAMUK VE MISIR EKİMİNDE GÜNEYDOĞU ÇUKUROVA’YA RAKİP
Devam Ediyoruz. Bol keseden sallıyoruz ya, Çukurova’mızın Pamuğu-Buğdayı, Karpuzu, Narenciye olarak Portakalı, Mandalinası, Limonu. İlerlemeye devam edelim; memleketimizin iklimi gereği İKİNCİ ÜRÜN olarak; Mısırı, Soya, Kapya Biber ve son yıllarda da bilhassa Yer fıstığı.
Şimdi bölgede çiftçilerimizle teknik manada ziraat mühendisleriyle yaptığımız görüşmelerimizde; ortaya çıkan en önemli gerçek ise; “Çukurova’mızın olmazsa olmazı olan Pamuk ve Mısır ürünümüzde Adana’ya, Yüreğir’e; GÜNEYDOĞU Rakip ve bizden de başarılılar.”
YER FISTIĞI BİRAZ NARENCİYE VE KAPYA BİBER YÜZ GÜLDÜRDÜ
Tabi bu sözlerin devamı birazın ötesinde acımasızca geliyor, “Çukurova Tarımı Şehir Efsanesi” oldu. Çünkü; girdi-çıktı noktasında dengeleme, eşitlemede entegrasyon farklılığı var. Bu da çiftçiyi, ziraatçıyı beklenti anlamında zor durumda bıraktı. Özellikle ikinci üründen genel olarak azalma var bu çoğunlukla Mısır ürünü üzerinde. Yer fıstığında ara ara oynamalar rahatlama adına var ama yeterliliği tartışılır. Yine narenciyenin masrafları fazlada olsa bazı çeşitliliklerinde (ara ara mandalina-limon gibi)umulan kadar olmazsa da memnuniyet getirdi. Kapya Biber üreticisini sevindirdi.Bu arada genel olarak bölgemizde Karpuz’un tarlada kaldığını da üzülerek sizlerle paylaşıyoruz.
ÇİFTÇİMİZE SAHİPLENİLMELİ
Son söz; Tarım Bakanlığımızla birlikte, Çukurova Üniversitemiz Ziraat Fakültesi ilgilileri, Çiftçiler Birliğiyle, Ziraat Odasının ilgilileri; pek tabi İlimizin ve Yüreğir ilçemizin yöneticilerinin de bölge tarımının önde gelen isimleriyle bölgemizde oluşturacakları Tarım Çalıştayı veya benzeri bütünlük umarız yarınlar adına gelişmişlik adına Çukurova Çiftçimize yeniden hayat buldurup şehir efsane benzetmesinden kurtarır.