Bugün 23 Nisan...
Neşe doluyor insan...
***
Bu nağmeler halen kulağımda çınlar...
***
23 Nisan'ı dört gözle beklerdik... Okullarda yapılan yarışmalar, etkinlikler ve sonrasında şehir merkezinde ellerimizde Atatürk'lü Türk bayraklarını sallayarak, büyüklerimizin elinden tutarak attığımız adımlar.
***
Nerde o eski 23 Nisan'lar...
***
Milli bayramlarımız, küçük alanlara sıkışmış, halktan kopuk kutlanır oldu...
***
Oysa, çuvalın içine girip, ağzında tuttuğu tahta kaşıktaki yumurtayı hedefe taşıyan çocukları hiç unutamadım...
***
Hele, yoğurdun içerisine atılan parayı bulmak için, dudaklarını tabağın dibinde gezdirenleri...
***
Çocuk ruhumuzu ortaya çıkarıyordu bu kutlamalar... Bizleri heyecanlandırıyor, büyük küçük hepimizi kaynaştırıyordu...
***
Biz büyüyünce bu heyecandan uzaklaştığımızı düşünüyordum bir aralar...
***
Ancak, gördüm ki, sorun bizde değil, bayramların kutlanma şekillerinde...
***
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bir çocuğun idarecilerin makamına oturtulup, fotoğraf çekilmeleri ile sınırlandırıldı...
***
Yani, sadece göz boyama...
***
Bu devirde çocuk olmak istemezdim!
***
Çünkü, çocukların tüm dünyaları sanala sıkıştırıldı...
***
Çocuklarımızın dünyaları, bilgisayar oyunları ve internet oldu...
***
Halbuki, geçmişte önümüzü PS4'ü de koysalar, biz bayram alanına gitmeyi tercih ederdik.
***
Hem de, en yeni kıyafetlerimizi akşam yatağa girmeden yastığımızın yanına hazırlayarak...
***
Büyüklerimizin evden çıkarken yaptıkları hazırlık bile vakit kaybı gelirdi, bayramı kutlamanın heyecanından...
***
Ya şimdi!!!