İnsan “Adana gerçekten de sahipsiz” diye düşünmekten alıkoyamıyor kendini.
Bu kadar kadersiz, talihsiz kaç tane kent vardır acaba?
Kente bugüne kadar doğru dürüst bir tane kamu yatırımı yapılmadığını görmek kendini Adanalı olarak gören, kent sorunlarıyla ilgili olan herkesi üzüyor.
Şöyle bir bakın:
Adına metro denilen Hafif Raylı Sistem nedeniyle bugüne kadar kaç esnaf, kaç vatandaş mağdur oldu?
Ovada kurulu bir kente metro yapmak gibi bir gaflete düşmenin bedeli Büyükşehir Belediyesi’nin bütün gelirinin yıllarca ipotek edilmesine neden olmadı mı?
Hastanelere, Üniversitelere, Otogara, havaalanına gitmeyen bir metroyu akıl eden şahsiyetler kentin adeta kanına girmiş olmadı mı?
Yazık edildi Adana’ya.
** *
Sanırım yirmi yıl önceydi. Şimdiki orduevinin bitişiğine dev bir kültür merkezinin temeli atıldı.
Dönemin Adanalı Kültür Bakanı Timurçin Savaş bizzat temelini atmıştı. Temel bugün kağıt toplayıcıların mekanı haline geldi ve sonrasında bir çivi bile çakılmadığı için çürümeye terk edilmiş oldu. Karataş Caddesi üzerindeki Kültür Merkezi inşaatı ise atlattığı badirelerin ardından ancak 17-18 yılda bitirilebildi.
***
Sekiz kollu ahtapot gibi inşa edilmişti. Mühendislik harikası (!) bir yapı olduğu için tarihe geçti. Celal Bayar Köprülü Kavşağı’ydı adı ama herkes Ahtapot Köprü diyordu.
Hilkat garibesiydi. Kimin nasıl akıl ettiğini hala kimse akıl erdiremiyor. Defalarca tadilat gördükten sonra çok sağlıklı olmasa da işlevsel hale getirilebildi.
***
Bir benzeri de şimdiki Optimum önündeki kavşak oldu. İlk projesinin işlevsel olduğu, ancak ödenek yetmediği için projesinin değiştiği söylendi. Şu an için ihtiyacı karşılıyor gibi görünse de yakın bir zamanda ahtapot köprüden farkı kalmayacak.
***
Kenti kuzey-güney diye ikiye ayıran D-400’deki trafik yoğunluğunu azaltmak için yine bir deha ortaya çıktı. Karnıyarık Geçidi olarak adlandırılan gereksiz, ihtiyaca cevap vermeyen, trafiği yan yollara sıkıştıran bir çözümsüzlük örneği ortaya çıktı. Yağmurun yoğun olduğu dönemlerde nehre dönüştüğü için trafiğe kapatıldı. Trafik-Havaalanı kavşağında da aynı durum yaşandı. Aylarca ödeneksizlik, müteahhit sorunları nedeniyle çivi bile çakılmadı. Vatandaşların, esnafın tepkisi sonucu bitirilebildi.
***
Vekil Zihni Aldırmaz döneminde Büyüksaat ve çevresinde başlatılan restorasyon çalışmalarında trafik akışının tamamının bu bölgeden sağlandığı göz ardı edildiği için kent merkezi trafik keşmekeşine mahkum edildi. Bu sorun ne yazık ki hala çözülebilmiş değil.
***
Dünyanın kullanılan (araç trafiğine açık) en eski köprüsüne sahiptik. Ayakları eriyor dedi uzmanlar ve restorasyon çalışmaları başlatıldı. Ayaklar güçlendirildi, köprü orijinal haline getirildi ancak zeminde kullanılan taşlar araç trafiğine uygun olmadığı için köprü en önemli özelliğini kaybetti ve tarihi Taşköprü bugün işportacılara terk edilmiş durumda.
***
Kent merkezi son bir haftadır köstebek yuvasına dönmüş durumda. TEDAŞ kabloları yer altına almak için, AKSAGAZ doğalgaz, Süperonline da fiberoptik kablo döşemek için her tarafı kazıyor. Kentin boşaldığı yaz ayları yerine okullar açılıp, yağmurlar başladıktan sonra bu işleri yapmaları oldukça düşündürücü. Yani zamanlama manidar…
Düşününce gerçekten de Adana’nın sahipsiz olduğunu açıkça görüyoruz.
Yazık.