İnsan, daha dünyaya gelmeden bir sevgi sarmalı içinde anne karnında büyür.
Sevgi insana, anne karnındayken verilir ve yaşamı boyunca bu devam eder.
**
Ta anne karnındayken büyük bir özveriyle bakılan,
sevgiyle beklenilen bir bebek, dünyaya geldiği zamanda yine aynı özveriyi görür.
Anne-baba yine aynı şekilde çocuğunu büyütür.
**
Şimdilerde bakıyorum da, insanlar küçüklükten itibaren kendilerine verilen sevginin ne anlamını ne de ne ifade ettiğini bilmiyor.
İçi boşaltılmış ve ağızlara sakız olmuş bir kelime gibi etrafta dolaşıyor ''Sevgi'' sözcüğü.
Oysaki insan için hayatta sevmek ve sevilmek kadar güzel bir duygu yokken,
bizler bu kavramı yavaş yavaş yok ediyoruz.
**
Sevmek ve sevilmek gibi güzel bir duyguyu tatmak bizler için zor olmasa gerek..
Ama biz bu kelimelerin içini de, anlamını da boşaltmak için elimizden geleni yapıyor,
üstüne üstlük geri dönüşü olmayan, kalıcı yaralar bırakıyoruz etrafımıza.
Neden peki?
Ne için?
Ne uğruna kendimizi tüketiyor,
ne uğruna sevdiklerimizin kalplerini kırıyoruz.
Yada ne uğruna kendimizden ödün verip,
sevdiklerimizi hiçe sayıyoruz?
Durup bir düşünmeli...