Ülkemizde sokak lezzetleri yemek, kültürümüzün zenginlikleri haline geldi.
Zengin bir gastronomi kültürüne sahip bir ülke olarakta kendimizi şanslı sayıyoruz.
Gastronomi kenti olan kentimizde ise her köşe başında bir kebapçı, dönerci,bici bicici, pilavcı, kokoreç, şırdancı, tantunici, kestaneci ve tatlıcıya rastlamak mümkündür.
****
Başka bir şehirdeki lezzetleri bizler bilemeyiz ama görürüz.
Sosyal medya fenomenleri ve gurmeler hemen hemen her ilde dolaşarak, sokak lezzetlerini deneyip, bizlere tatları ve lezzetleri hakkında bilgi verir.
Türkiye'nin her ilinde damak çatlatan lezzetleri tadıp, bizlere tanıtırlarken dikkatimi çeken bir ayrıntı oldu.
Evet lezzetleri tadıp, bizlere tanıtıyorlar hatta bizleri iştaha getiriyorlar ama arka planda görünen ve bu lezzetin ortaya çıktığı alanın temizliğini görünce insanın yiyesi gelmiyor.
Adamın tezgahı pislik içinde ama bu kardeşlerim bunu es geçip lokmalara odaklanıyor ve olabildiğince abartarak insanlara hitap ediyorlar.
****
Sizce hangi insan bu manzarayı görüpte o tezgahtan yemek ister?
Yani biz izlerken bile midemiz bulanıyor, sizin yerinize iğreniyoruz ama siz nasıl yiyebiliyorsunuz?
Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde aynı manzaraya şahit oluyoruz.
Kendi ülkemizde bile farklı lezzetler denerken tereddütle yaklaşıyoruz.
Kaldı ki dünyanın öbür ucundaki tezgahta hijyenin 'h'sinin bile olmadığı bir kişinin ellerinden çıkanı nasıl lezzetli diye tanıtabiliyorsunuz?
Yani demem o ki; iştah kabartarak anlattığınız o lezzetler hijyenik ortamda yapılmadığı müddetçe hiç cazip gelmiyor.
***
Şimdilerde ise gece dürümcülerini neredeyse her köşe başında bulmak mümkündür.
İşini düzgün yapıp, lezzetli ve hijyene önem verenlere sözümüz yok.
Yemeğe düşkün bir milletiniz ve bununla birlikte çok zengin sokak yemekleri kültürümüz bulunur.
Burada dikkat çekmek istediğim konu hijyen meselesi.
Takdir ederseniz ki, her insanın temizlik anlayışı farklıdır.
İşte bu yüzden sadece hijyene ve sağlığa önem verelim yeter…