Bugün, takvimler 15 Temmuz 2025’i gösterirken; bir millet olarak barışa ve birlikte yaşama iradesine tarihi bir imza atıyoruz. Silahların sustuğu, terörün geri çekildiği, kanın akmadığı bu yeni dönem; yalnızca güvenlik değil, toplumsal iyileşmenin de miladı olmalıdır.
Tarihin Sayfalarına Not Düşülen Gün
Bu günü sıradan bir takvim yaprağı gibi görmemek gerekir. Bugün; insanların yüreğinin bir nebze huzur bulduğu, çocukların geleceğe daha umutla baktığı bir gündür. Bu sürece sahip çıkmak, yalnızca hükümetlerin değil; milletin tamamının görevidir. Zira barış, sadece sağlanan değil, korunan bir kazanımdır.
Süreç Sahipsiz Kalırsa, Bedel Ağır Olabilir
Şayet bu dönemeç ihmal edilirse, yaşanan iyileşme kalıcı olamaz. Unutulmamalıdır ki, terörün gölgesinde yanmış ocaklar, akmış gözyaşları bu milletin ortak hafızasında hâlâ tazedir. Sürece sahip çıkmazsak, daha çok kişinin canı yanabilir. Barış yalnızca sessizlik değil; adaletle, kalkınmayla ve ortak iradeyle büyüyen bir değer olmalıdır.
Barış İçin El Birliğiyle Yol Almalı
Bizler, bu ülkenin insanları olarak; önyargısız, kardeşçe, omuz omuza bir gelecek inşa etmeliyiz. Ekonomiden eğitime, siyasetten sokaklara kadar her alanda barışı yaşatmalı; kalkınmayı birlikte başarmalıyız. Çünkü büyük milletler yalnızca savaşla değil, barışla da tarih yazar.
Bugün bir dönüm noktasıysa; yarını kurma cesareti de bugün başlar. Millet olarak aynı sofrada oturmayı, aynı hedefe yürümeyi başarabildiğimizde; işte o zaman tarih bize minnetle bakacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: