Bugün Suriye'de yaşananlar insanlığın vicdanında derin yaralar açıyor. Bombaların gölgesinde büyüyen çocuklar, yok edilen şehirler, susturulan halk… Her biri zulmün sessiz çığlıkları. Dünyanın gözleri önünde süregelen bu adaletsizlik, yalnızca ahlaki bir çöküşü değil, aynı zamanda uluslararası hukukun aczini de gözler önüne seriyor.
Ancak tarih bize gösteriyor ki, hiçbir baskı sonsuza dek sürmez. Her zorba düzen, günün birinde değişir. Bugün işlenen her suç, kaydediliyor. Yarının özgür Suriye'si geldiğinde, yapılanların hesabı yalnızca tarih kitaplarında değil, adaletin önünde de sorulacak.
Bu hesaplaşma ahirete ertelenmeyecek. Halkın çektiği acılar, yerle bir edilen hayatlar ve uğruna mücadele edilen özgürlük, bu dünyada hak ettiği karşılığı bulacak. Yapanın yanına kalmayacak. Gerçek adalet, sessiz kalmışların sesi olarak yükselecek.
Suriye halkı sabırla direnirken, dünyaya düşen sorumluluk da ağır: Bu adaletsizliğe göz yummamak, ses vermek ve yarının hesap gününün gecikmeden gelmesini sağlamak. Çünkü zulme sessiz kalmak, onu onaylamaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: