Her yeni yıl insanlar için umut demektir. Yeni yıla girerken, hüzünlerin, kederlerin geride kalması umudunu taşır herkes. Yeni yılın sevinç ve mutluluk dolu geçmesi dilenir. 2013 acısıyla tatlısıyla geride kaldı. Birçoğumuz acı günlerle hatırlıyoruz 2012’yi. 2013 yepyeni umutlarımızın yılı olacaktı olmadı. 2013 hüzünlerle başladı. Geride bırakılan iki ayda acı dolu günleri geride bıraktık. Topluma mal olmuş birçok insanı kaybettik. Yakın çevremizdeki sevdiklerimizden de bazılarını toprağa verdik. Her ölüm acıdır ama dün yaşadığımız acının tarifi gerçekten de yok. Hiç tanışmadım Ali Utku’yla. Hangi çizgi filmleri ve oyunları sevdiğini de soramadım. Babası Kemal’in sünnet davetiyesini gazeteye getirip bıraktığı günü hiç unutamıyorum. Sünnetine de gitmek nasip olmamıştı. Ne ameliyat sürecinde ne de sonrasında ziyaretine gitmek istediğim halde gidemedim. Çok pişmanım. Hiçbir şey bahane olamazdı o ziyaretin gerçekleşmemesi için. Suçluluk duygusu sarıyor benliğimi. İnternette paylaşılan fotoğraflarındaki o masum bakışlarını gördükçe içimden bir şeyler kopuyor. Ali Utku, tertemiz geldiği bu dünyadan tertemiz olarak gitti. Giderken de başka kişilere hayat verdi. Ali Utku’yu yüreğimize koyduk, artık orada yaşayacak. Kendimi ne babası Kemal’in ne de annesinin yerine koyamıyorum. Onun için bu acının tarifi yok. Bir insanın evladını yitirmesi sözcüklerle anlatılabilecek bir şey olmadığı gibi o acıyı yaşamadan da o acının boyutunu anlamak güç. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Mekanın cennet olsun Ali Utku. Elinde ADS bayrağı ve yüzündeki o muhteşem gülümsemesiyle “Mavi Çocuk” diye hatırlayacağız. 2013 hüzünlerle, acılarla geldi geçiyor. Üzdün bizi Mavi Çocuk. Çok erkendi çok. Işıklar içinde yat.