30 Mart öncesinin en sancılı ilçesiydi Ceyhan.
AKP İlçe teşkilatı kendi içerisinde bölünmüştü.
“Alemdar Öztürk’ün adaylığını isteyenler ve istemeyenler”
Hatta bir önceki dönem AKP Adayı Burhan Onuk feryat etmişti.
İtirazlarımız ve önerilerimiz dikkate alınmazsa bağımsız aday olmakla tehdit etmişti genel merkezi.
Alemdar Öztürk’ün adaylığının açıklandığı gece AKP Ceyhan İlçe binasına hücum etmişti onlarca partili.
Ama 30 Mart sonrası her şey değişti.
Alemdar Öztürk’ün sonucu en çok merak edilen ilçeyi kazanması Başbakan’ın dikkatini çekti.
Ceyhan’a iktidar partisinin belediyesi olması nedeniyle gereken desteğin verileceği mesajları yayınlandı ve yavaş yavaş hükümet Ceyhan’a el attı.
Şimdilerde Alemdar Öztürk’ün etrafı çok kalabalık.
30 Mart öncesi adaylığının açıklandığını duyunca ilçe binasına baskına gidenler şimdi Öztürk’ün sağında solunda geziyor.
Anlayacağınız en sancılı ilçe şu günlerde en huzurlu ilçe.
GÜCÜNÜZ BASIN MENSUBUNA MI YETİYOR?
Trafik, Adana’nın en önemli sorunlarının başında geliyor.
Adana’da trafik akışını felç eden en önemli unsur da toplu taşıma araçları.
Toplu taşımayla ilgili o kadar çok sorun var ki anlatmakla bitmez.
Son dönemlerde en fazla öne çıkan sorun ise özel halk otobüsü şoförlerinin ve muavinlerinin yolculara yönelik tavırları.
Büyükşehir Belediyesi’nin 2013 yılı faaliyet raporuna göre günde ortalama 5 bin polis, 5 bin 65 yaş üstü, 4 bin engelli, 1.100 ağır engelli, 250 gazi, 500 TÜİK çalışanı otobüslerden ücretsiz yararlanıyor.
Otobüslerden ücretsiz yararlanan basın mensubu sayısı ise günlük ortalama 200 kişi.
Özel halk otobüslerinin şoförlerin ve muavinlerinin gazetecilere yönelik aşağılayan,onları küçümseyen tavırları giderek artıyor.
Şimdi soruyorum:
Gücünüz basın mensuplarına mı yetiyor?
Polis memurlarına, engellilere ve paso taşıyan diğer gruplara aynı tavrı takınabiliyor musunuz?
Nedir gazetecilerle derdiniz?
İllaki kavga mı çıkarmak istiyorsunuz?
Gazetecilere de polislere de engellilere de TÜİK çalışanlarına da gazilere de tanınan bu hakkın kullanımından neden rahatsızlık duyuyorsunuz?
Biz de sizin bu tavırlarınızdan rahatsızız.
Trafikte can güvenliğini tehlikeye düşüren tavırlarınızı yazmaya kalksak yazmakla bitmez.
Varsa gazetecilerle bir derdiniz UKOME’ye başvurun.
Ama her şeyden önce insan olmayı öğrenin.
ÇUKUROVA ATAKTA
Göreve geldiği günden bu yana halkçı kimliğini ön plana çıkarmasıyla takdir gören Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin bir hizmete daha imza attı.
Belediye tabelasına TC ibaresini eklemekle işe başlayan, daha sonra tasarruf amacıyla makam araçlarını kaldıran, halkın başkanı olacağının garantisi namına Cuma günlerini halk günü olarak değerlendiren Çetin, göreve geldiği günden bu yana yapımına başlanılan dört parktan üçünün açılışını yaptı.
Elbette ki park, bahçeler belediyeler için çok zor girişimler değil.
Ancak dikkatimizi çeken nokta bu dört parkın da belediyenin kendi imkanlarıyla yapılması.
Ne bir müteahhit ne de taşerondan yardım alınmadan yapılmış parklar.
Ve artık Çukurovalıların hizmetinde…
Çukurovalılara hayırlı uğurlu olsun.
Soner Çetin bu şekilde çalışmaya ve halktan yana hareketlerle yoluna devam ederse Çukurova’da sadece bu dönem değil üç dönem art arda başkanlık görevini yürütebilir.
Elbette zaman gösterecek her şeyi.
Bekleyip takip edip göreceğiz…
BOĞULMALARI ÖNLEMEK ÇOK MU ZOR?
Son bir haftada art arda DSİ’ye ait sulama kanallarında boğulan çocuklar kentin en önemli gündem maddelerinden biri.
Boğulmaları önlemek için ne tür önlemler alındığı konusunda hiç kimsenin net bir bilgisi yok.
DSİ 6. Bölge Müdürlüğü’nden de çıt çıkmıyor.
Sanki boğulanlar bu memleketin insanları evlatları değilmiş gibi suskunları oynuyor DSİ yetkilileri.
En azından sulama kanallarının kent içindeki bölümlerinin üzerinin kapatılıp kapatılamayacağı hakkında teknik bir açıklama yapılsa diye bekliyoruz ama dediğim gibi DSİ’den çıt yok.
İş burada yine Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor.
Büyükşehir Belediyesi geçmiş yıllarda çocukların boğulmasını önlemek için neredeyse her mahallede bir yüzme havuzu açtı.
Uygulama oldukça doğruydu ancak işin sosyal tarafı gözden kaçırılmıştı.
Bu havuzlar tahsis ya da ihale yoluyla şahıslara verildiği için işletmeciler belediye kayıt yaptıran çocuklar dışındaki çocuklardan ücret alıyordu.
Adana gibi ekonomik düzeyi düşük bir kentte havuza girmek için 1 TL’yi bile veremeyecek ailelerin çocukları olduğu bir gerçek.
Havuz parası olmayan çocukların önemli bir kısmı da doğal olarak kent merkezindeki süs havuzlarına ya da DSİ’ye ait sulama kanallarına girerek serinlemeyi tercih ediyor.
Bu hem hastalık hem de boğulma riskini beraberinde getiriyor.
Önerim, Büyükşehir Belediyesi’nin bu havuzları çocukların tamamına ücretsiz hale getirmesi.
Böylece görevlilerin nezaretinde havuza giren çocukların hem boğulması hem de hastalık kapması pek mümkün olmayacaktır.
SORULAR
-Milletvekilliği listelerinin hazırlanmaya başlamasıyla komisyoncuların harekete geçtiğini biliyor musunuz?
-Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan’ın mütevazı tavırlarının kimleri rahatsız ettiğini biliyor musunuz?
-Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sahaya inmemekte kararlı olan CHP Adana Milletvekilinin kim olduğunu biliyor musunuz?
-Selahattin Aydoğdu’nun transferlerle uğraşacağına önceliği kulübün borçlarına vermesi gerektiğinin düşünüldüğünü biliyor musunuz?
- Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın geçtiğimiz aylarda yaşamını kaybeden Demirsporun efsane futbolcusu Füze Selami’nin adını Pınar Mahallesi’ndeki spor tesisine vermesinin Adanalılar tarafından takdirle karşılandığını biliyor musunuz?
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, SGK borçları nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesi hakkında icra takibi başlatıldığının açıklandığını biliyor musunuz?
- Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün belediyenin geçmiş dönemlerden gelen borçlar ve belediyede yıllardır süre gelen çarpık yapılanma nedeniyle işinin çok zor olduğunu biliyor musunuz?
- Adana’da günde ortalama 16 bin 750 kişinin kent içi ulaşımdan ücretsiz yararlandığını bunların sadece 200’ünü gazetecilerin oluşturduğunu biliyor musunuz?