Adana Büyükşehir Belediyesi’nin değerli meclis üyeleri,
Kendinizi “halkçı”, “sosyalist”, “ülkücü” ya da “muhafazakâr” olarak tanımlıyorsunuz. Her biriniz farklı ideolojilerden geliyor, farklı dünya görüşlerine sahipsiniz. Ancak ortak bir paydanız var: “Halka hizmet” iddianız. Peki, gerçekten öyle mi?
Geçtiğimiz günlerde alınan suya ve diğer belediye hizmetlerine yapılan fahiş zam kararı, bu iddianızla ne kadar örtüşüyor? Bu nasıl bir hak anlayışıdır? Bu nasıl bir hizmettir? Dünyanın neresinde, ekonomik krizle boğuşan halkın sırtına bir de bu denli ağır bir yük bindirilir?
Sizler meclis salonlarında el kaldırırken, dışarıda bir annenin çocuğuna süt alamadığına, bir emeklinin faturalarını ödeyemediğine, bir öğrencinin karanlıkta ders çalıştığına tanık oluyor musunuz? Yoksa sadece “bütçe açığı”, “gelir dengesi”, “yatırım planı” gibi teknik terimlerin ardına mı sığınıyorsunuz?
Evet, belediyecilik hizmet ister. Ama bu hizmetin bedelini halkın sırtına yükleyerek değil, halkla birlikte, halk için çözüm üreterek yapılır. Sizler, bu zammın altına imza atarken neyi onayladığınızı, neye “evet” dediğinizi bir kez daha düşünün. Çünkü bu kararlar sadece rakamlardan ibaret değil; bu kararlar, halkın sofrasındaki ekmeği, çocuğunun defterini, yaşlının ilacını etkiliyor.
Hizmet anlayışı, sadece yolları asfaltlamak, parklar yapmak değildir. Gerçek hizmet, halkın yükünü hafifletmektir. Hele ki bu kadar zor bir ekonomik tabloda, belediyecilik anlayışı, sosyal adaleti öncelemeli, halkın yanında durmalıdır.
Bugün attığınız imzaların yarın vicdanınızda nasıl bir yankı bulacağını hiç düşündünüz mü? Unutmayın, halk her şeyi görür, duyar ve günü geldiğinde hesabını sorar.
Bu zamlar, halkın değil, koltuğunuzun hizmetinde olduğunuzu gösteriyor.
Ve biz, bu anlayışı kabul etmiyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: