Türkiye’nin desteğiyle Suriye’de kurulan Ahmed el-Şara liderliğindeki yönetim Batı tarafından hızlı şekilde tanınmaya başlandı. Son olarak ABD Başkanı Trump’ın yaptırımları kaldırdığını söylemesi yeni yönetim için avantajlarının yanında bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
Risklerden biri ülkenin Amerika ve Batı hegemonyasına girme tehlikesi, diğeri de ileriki zamanlarda kutuplardan birine dahil edilmeye zorlanma ihtimali.
Kutuplardan biri derken tabi ki Amerika ve Rusya kutuplarını kast ediyorum.
Aslında yaptırımlar kalkmadan önce de Rusya Suriye üzerindeki bazı avantajlarını kaybetmişti. Ama yine de Hmeymim hava üssü gibi bazı üslerde varlığını sürdürmek için yeni rejimin ihtiyacı olan Petrol ve doğalgazı rejime tedarik etmeyi ihmal etmiyor.
Tabi Suriye’deki menfaatlerini korumaya çalışan sadece Rusya değil;mesela Suudi Arabistan ve Katar Şam'ın Dünya Bankası'na olan 15 milyon dolarlık borcunu çoktan ödemiş ve yeni kredilerin olasılığının önünü açmışlardı.
Bununla da kalmayan bu iki devlet Suriyeli memurların maaşlarını da ödemeye hazır olduklarını söylemişler.
Avrupa Devletleri zaten Mart ayından itibaren ülkede bazı girişimlerde bulunmuştu. Mesela Almanya uzun aylar sonrasında Mart ayında ülkede büyükelçiliğini açan ilk AB ülkesi oldu.
Tüm bunların yanında Şara için asıl dönüm noktası ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan'da Şara ile görüştüğü Orta Doğu turu oldu. O dönemde bir Amerika Başkanının başına 10 milyon dolar ödül konulmuş bir adamla el sıkışması,daha da ileri gidip yaptırımları kaldırabileceğine dair sinyaller vermesi nadiren şahit olacağımız politik gelişmelerdi.
Trump’ın bu girişimi ile AB ön alırcasına hızla yaptırımları kaldırmaya başladı ev Mayıs ayına gelindiğinde hemen hemen tüm yaptırımlar kaldırılmıştı.
Peki bu konjoktürde Rusya ile ilişkiler nasıldı..
Şara aslında pragmatist bir lider olduğunu Rus üslerine yönelik Rusya aleyhine herhangi bir girişimde bulanmamasıyla göstermişti. Bu arada birkaç Rus üssünde birkaç ölümlü vaka yaşanmış ama Şara bu vakaların ayrılıkçılar tarafından ilişkileri bozmaya yönelik olduğunu söyleyerek durumu ilişkilerin kötüye gitmesini engellemişti.
Trump ve AB’nin Suriye’ye nüfuz edebilmek için attıkları adımlar Rusya’yı bölgede barınmasını gittikçe zorlaştırabilir. Bu da Şara yönetiminin yönünü Amerika’ya çevirmesi anlamına gelecek ki bunda Suriye rejiminin uzun vadede çıkar sağlayacağını düşünmüyorum.
Rusya Orta Doğu ve Afrika'daki kendi lojistiğinde önemli yer tutan Khmeimim hava ve Tartus'taki deniz üssünü elinde tutma konusunda Şara yönetimi ile elinden geldiği kadar iyi geçinme politikasını güttüğünü biliyoruz. Şara’nın tıpkı Türkiye gibi her iki kutup ya da tüm kutuplarla konuşabilen ve tüm kutuplardan menfaat sağlayabilecek bir dış politika gütmesi uzun ve kısa vadede Suriye’yi daha da güçlü kılacaktır. Bu “güçlü olma”nın yolunu ararken İsrail ve Amerika n ajanlarını ve bu ajanların ülkedeki aparatlarına da fırsat vermemesi de çok önemli tabi. Aksi halde İran örneğinde olduğu gibi 5-10 yıl sonra etrafını saran “Batınilerin” kendisini adım adım nasıl acı bir sona sürüklediğine bizzat şahit olur.
ABD ile pazarlıkların çok hassas şekilde yürütülmesi gerekiyor. Amerika’nın Ruya2yı tamamen saf dışı bırakacak dolaylı taleplerine karşılık Şara’nın çok uyanık olması ve her adımda Türkiye ile işbirliğini yürütmesi şart. Çünkü Suriye rejiminin bizatihi kendisinin koz olarak öne sürecek her hangi bir aracı yok;ama Türkiye İsrail’le olan işkillerini Suriye’nin de çıkarlarını gözeterek pekala Şara’nın eline etkili bir koz verebilir.
Şuana kadar Şara Rusya ile ilişkilerin öneminin farkında bir lider profili çiziyor. Mesela Esad’ın iadesinde ısrar etmemesi bu farkındalığın bir göstergesi. Zaten Rusya Esad’ı pazarlık konusu yapmaya niyetli değil.
Aynı farkındalığı Rusya da göstermiş durumda. Mesela Şam'ın Lazkiye'deki Alevi ayaklanmaları sırasında Rusya Alevilerin üslerine girmesine izin verse de olaylara asla müdahalede bulunmadı; bu iki ülke açısından dış politika sınavının ilk basmağı da sayıldı ve her iki ülke bu ilk sınavdan başarıyla çıktı.
Bu başarılı sınavlardan sonra ilişkilerin koparılmadan devam etmesi gerekiyor. Her ne kadar Şara yönetiminin Türkiye, Katar ve şimdi de Amerika gibi sponsorları olsa da bölgesel yakınlık açısından Rusya ile ilişkileri koparmaması kendisi açısından çok önemli.
Evet; Moskova yıllarca şuanki yönetimin üyelerine bomba yağdırdı..Ama eski gerginlikleri, Moskova’nın kendilerini yıllarca bombardımana tabi tuttuğu o dehşet anlarının kötü izlerin rafa kaldırılması ve pragmatist bir yaklaşımla dış politikalarına yön vermeleri gerekiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: