Türkiye’de sekiz milyondan fazla engelli yaşıyor. Gelişmiş ülkelerde engelliler engelsizler gibi sosyal ve ekonomik yaşamın her alanında yer alabilirken Türkiye bu konuda ne yazık ki hala o düzeye ulaşamadı. 2005 yılında çıkarılan yasa engellilik sorunuyla ilgili büyük bir adımdı. Yasayla kentlerin engelli bireylerin erişimine uygun hale getirilmesi için yerel yönetimlere 7 yıl süre verildi. Bu süre geçtiğimiz yıl sona erdi ve bu süre 2 yıl daha uzatıldı. Bazı kentlerde engelliler için gerekli düzenlemeler yapılırken bazı belediyeler farklı nedenlerle bu düzenlemeleri yapmadı. Uzatılan sürenin bitiminde de beklenen sonucun alınıp alınmayacağı ise yine bir muamma. AKP iktidarı döneminde engellilere yönelik çalışmalar kapsamında 400 bin engelli ailesine evde bakım ücreti ödendi. . 8 milyon engellinin sadece 400 bininin ailesine yardım yapıldığı düşünülecek olursa, 7 milyon 600 bin engellinin kayıp olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye Sakatlar Derneği Adana Şube Başkanı Halis Kassap’a göre Adana’da 250 bin engelli yaşıyor. Adana’da ise yaklaşık 15 bin engelli yakınına evde bakım ücreti ödenmiş. Kassap’ın iddiası doğruysa geriye kalan 235 bin engellinin nerede olduğunu yine sormak gerek. 2013 Şubat ayı itibariyle ülke genelinde 580 bin 926 kişiye engelli aylığı ödendiği gerçeğini göz önüne alacak olursak aynı soruyu yine sormak gerekiyor. Yaklaşık 7,5 milyon engelli nerede? Engellilerin kamuda istihdamında 2002 yılına göre dikkat çekici bir artış yaşandı. 2002’de özürlü kontenjanında memur olarak çalışan engelli sayısı 5.777 iken bu rakam 2012 yılı sonu itibariyle 35.531’e ulaştı. Mart ayında 8 bin 115 engelli daha yine kamu kurumlarında memur olarak istihdam edilecek. Bu gözle görülür artış, sevindirici ancak diğer rakamlarla birlikte değerlendirildiğinde ülkemizdeki engellilerin çok büyük bir kısmının evine kapandığı sonucuna ulaşmak yanlış değil. Engelliliğin ayıplandığı, engelli bireylerin hor görüldüğü, Allah’ın cezalandırdığı kişiler olduğu anlayışı milyonlarca engelli bireyin evinden dışarı çıkmasına engel oluyor. İktidarın 11 yıllık sürede engelliler için yaptıklarını inkar etmek elbette ki insafsızlıktır ancak engellilik sorununun yardımlarla çözülmeyeceği de ortada. Maddi desteklerin engellilerin ekonomik yaşamın içinde yer almasını engelleyip engellemediği de sorgulanması gereken konulardan biri. 8 milyon engelliden sadece 35 bininin kamuda istihdam edildiği gerçeği de önümüzde duruyor. Engellilik sorununun kaldırımlara rampaların yapılması ya da otobüslerin engellilere uygun hale getirilmesiyle çözülemeyeceği inkar edilemez. İhtiyacımız olan engellilik konusunda önyargıları kıran, engellilerin de engelsizler gibi birer insan ve eşit haklara sahip yurttaşlar olduğu bilincinin yerleştirilmesidir.