Koronavirüs salgını hayatımızı büyük oranda değiştirdi. Günlük planlarımızın, sosyal faaliyetlerimizin, bireysel ya da toplu aktivitelerimizin hepsini etkisi altına aldı. Virüsü kontrol altında tutabilmek için alınan yasaklama kararları virüsün azalmaya başlaması ile yeni normal sürece uygun olarak esnetildi. Yasakların esnetilmesi bize güven vermemeli, tedbir elden bırakılmamalı.
Yeni normalleşme sürecinde 18 yaş altı sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılması, 65 yaş üstü vatandaşların haftanın her günü belirli saatler arasında sokağa çıkabilmesi, düğün salonlarının temmuz ayı itibariyle belirli kurallar dahilinde açılması, sinema ve tiyatroların kapılarını açması gibi bazı kurallarda esneklik sağlandı.
Dershane kurs vb yerler eğitime devam edecek ancak tedbirli bir şekilde eğitim başlangıç yaptı. Aynı şekilde alışveriş merkezleri, kafeler, restoranlar, kuaförler sosyal mesafe, hijyen kuralları, maske takma zorunluluğu dahilinde hizmete açıldı. Alınan yeni kararlarla birlikte yeni normal şekilde normalleşme yoluna gidiliyor diyebiliriz.
Virüsün bu kadar uzun soluklu olması, dünya ve ülkemiz çapındaki etkileri bizlere hep eski normal yaşantılarımızı hatırlatıyor. Sadece maske takma zorunluluğumuz bile bizi rahatsız hissettiriyor. Yeni normal süreçte eski normal hayatlarımızı özlüyoruz. Ancak maskeyle bile dışarı çıkabilmek yine sosyal mesafe ve hijyen kuralları dahilinde olsa da kafeye, sinemaya, tatile gitmek, normalleşmeye başlamak sevindirici haber. Sosyal yaşama geri dönüş fikri her ne kadar bizi sevindirse de sosyal mesafeli yakınlaşmayı unutmamak gerekiyor. Sağlık bakanımız Fahrettin Koca’nın dediği gibi ‘En büyük kozumuz, virüse yakanlanmamak.’