Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizde büyük yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin çok büyük felaketini yaşıyoruz. Vefat edenlerin ve yaralıların sayısını yazmadan büyük bir yıkımdan bahsediyoruz. Yaşadığımız bu "Çifte deprem'', sıra dışı ve daha önce yaşanmamış bir felaket olarak değerlendiriliyor.
Japon deprem uzmanları bile bunun yeryüzündeki en büyük felaket olduğunu belirterek, yaşanan felaketin boyutlarını ortaya koyuyor.
Söylenenlere göre; Kahramanmaraş'taki depremin 130 atom bombası gücünde olduğunun altını çiziliyor. Dünya basını Türkiye'de yaşanan felaketi okuyucularına, "Yüzyılın Felaketi" manşetleriyle duyurdu. Bu çok korkunç bir yıkım oldu.
Ülkemiz adına hepimize geçmiş olsun. Yaşananlar sadece felaketle sınırlı kalmadı, aç gözlü insanların her yeri yağmaladıklarına da şahitlik ettik. Bunların sayısı elbette çok az. Bunun yanında nice kahramanlarda çıkarttık bu yaşanan felaketlerden.
Mesela; kimileri kendini dışarı atarken, Şeyma hemşire kendi canını hiçe sayıp, içerideki hastalarının canını düşünerek onları almadan dışarıya çıkmadı. Ona herkes koca yürekli, kahraman dediler. Onu dünyaya getiren anne babaya övgü dolu sözler sarf ettiler.
Bu felaketler içerisinde sadece Şeyma mı günün kahramanı derseniz? Elbette hayır!
Mesela maden ocaklarından gelen madenci Ali, Ahmet, Yavuz, Menderes ve daha ismini dahi bilmediğimiz niceleri var.
Bu felakette canını hiçe sayan, yardım için koşturan, bir can kurtarmak uğruna evini bırakan, saatlerce uykusuz kalan kim varsa hepsi kalbimize altın harflerle yazıldı.
Yaşadığımız coğrafyada insanların hepsinin kötü olmadığını, bunların sadece çok küçük bir azınlık olduğunu biliyoruz. Tıpkı Şeyma hemşirenin kalbi gibi hepsinin merhametli, özverili ve insan olduğunu biliyoruz.
Tüm anne ve babalar, çocuklarını, vicdanlı, merhametli, özgüvenli ve bencil olmayan bir nesil olarak yetiştirmeninin önemini bilmeleri gerekmekte. Buna göre de yetiştirerek, sağduyulu olmalarına ön ayak olmaları lazım. Yoksa ''Bananeci'' yada ''Nemelazımcı'' olmak bizlerin sonunu hazırlayacak.
Yaşadığımız bu felaketi duyar duymaz o milli şuurun, diriliş ruhunun ateşlediği gönüllüler ordusu nasıl da yollara düştü. Her ilçede, her ilde hemen teşkilatlanan, organize olan kahramanlar, sefere koşan ordunun askerleri gibi yollara düştüler. Cumhuriyet tarihinin en şiddetli depreminde yaraları sarmak, yıkılmayacağımızı göstermek için Türkiye bir defa daha tek yürek oldu.
Çünkü gün birlik olma zamanı, dayanışma zamanı...
Acının karşısında yine de bir şeyler söylersiniz de zor olan çaresizlik.
Afetzedelere sabır güç diliyor, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Hayatını kaybeden tüm insanlarımıza Allahtan rahmet dilerim. Mekanları cennet olsun.
Başımız sağolsun TÜRKİYEM