Farkında mısınız gün geçtikçe ne çok ölüyoruz.
Onlar, yüzler, binler..
Sadece sosyal medyada duyduğumuz ölenler, ölmüş bile sayılmıyor artık.
Neden mi?
Çünkü okadar çok kişiyi kaybettik ki, artık ölen insanların sayısını hesap edemiyoruz bile.
Ve hala da keybetmeye devam ediyoruz.
Daha dün Covid-19 salgınında yüz binlerce insanımız öldü.
Salgından sonra orman yangınları ve yine can kayıpları.
Ondan sonra daha ne olabilir derken, İzmir depremi ve yine ölüm.
Bunlardan daha kötü ne olabilir ki derken, daha büyük acıyı, daha büyük felaketi yaşadık.
Asrın felaketi iki büyük deprem..
Kahramanmaraş merkezli art arda meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremle aralarında bizimde olduğumuz 10 şehir beşik gibi sallandı.
Depremin yıkıcı etkisiyle bu şehirlerden bazıları ise adeta yok oldu..
Son verilere göre 50 bin civarında can kaybı yaşanan depremde, yüz binin üzerinde de yaralı var.
Ve en kötüsü, en acısı geriye kalanların hem evini kaybetmesi hemde sevdiklerini kaybetmesi oldu.
Bir gece ansızın vuran felaket insanları öyle bir etkiledi ki..
Bizler hayatımıza devam ederken, depremle birlikte ölüm gerçeği bir kez daha yüzümüze vurulmuş oldu.
İşte böyle hayat; bir varsın bir yoksun.
Ölüm, her yerde, her anımızda..