Tarihin en şerefli sayfalarından biridir 30 Ağustos…
Yalnızca bir zafer değil; yeniden dirilişin, yeniden ayağa kalkışın, millet olma bilincinin mühürlendiği gündür.
Bu yıl, Anadolu’nun kapısı Ahlat, Zafer Bayramı’nın coşkusuna ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle düzenlenen programda millet bir kez daha aynı yürekle toplandı. Bayraklar gökyüzünde dalgalanırken, dualar semaya yükseldi; Ahlat’ın taşlarına sinmiş tarih, bugüne yeniden can verdi.
Düşünün ki…
Malazgirt’in hemen yanı başında, ecdadın bize yurt kıldığı bu topraklarda, yüz yıl önce kazanılan Büyük Zafer’i anıyoruz. Bu yan yana geliş, geçmişle geleceği birbirine bağlayan güçlü bir köprü değil midir?
30 Ağustos, yalnızca bir askeri zafer değil, bir milletin kaderini değiştiren iradedir. Düşmanın süngüsünü kıran sadece top ve tüfek değil, imanla çarpan kalplerdi. İşte o kalplerin torunları bugün Ahlat’ta aynı gururu, aynı kararlılığı haykırdı.
Zafer Bayramı bize bir kez daha şunu hatırlatır:
Bu vatan kolay kazanılmadı, kolay da teslim edilmeyecek.
Her karışında şehit kanı, her taşında bir dua vardır.
Ve Ahlat’ta bir araya gelen millet, bu gerçeği yüreğinin en derininde bir kez daha hissetti.
Bugün bize düşen görev; o emanete sahip çıkmak, zafer ruhunu diri tutmak ve geleceğe aynı inançla yürümektir. Çünkü bizler biliyoruz ki:
Milletin iradesiyle yazılmış bir destanın adı, 30 Ağustos’tur.
Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman ordumuzu ve istiklal uğruna can veren aziz şehitlerimizi gururla anıyorum.
Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Bâki muhabbet ve duâ ile.
Yorumlar
Kalan Karakter: