İnsan, yeryüzünde emaneti yüklenmiş bir varlıktır. Makamlar, mevkiler, unvanlar ve şanlar ise geçici bir imtihan vesilesinden ibarettir. Ne yazık ki günümüzde liyakatsizliğin gölgesinde hakikat susmakta, emanete ihanet eden nice bürokrat, siyasetçi ve yönetici bu makamları bir “ganimet” gibi görmektedir.
Yetimin, yoksulun hakkını gözetmeyen; emaneti Allah’tan bir emanet değil, kendisine ait bir mülk zanneden; birlikte yol yürüdüğü arkadaşlarının hakkını gasp eden; kibir ve ego girdabına kapılıp insanları küçümseyen bu anlayış, aslında kendi sonunu hazırlamaktadır.
Bir koltuğa oturup da orayı “benimdir” sanan; hak etmeden, liyakat göstermeden, sadece çıkar ilişkileriyle yükselen insanlar… İşte bunlar, halkın güvenini zedeler, hakikatin sesini kısar, ahireti unutup dünyaya aldanırlar. Oysa dünya üç günlük bir hanedir; ahiret ise sonsuz bir yurttur. Bugün insanların gönlünü kırarak yükseldiğini sananlar, yarın Allah katında hesap verirken en dipte kalacaklardır.
Liyakatsizlik; ehil olmayana makam vermek, emaneti ehline teslim etmemektir. Hakikatsizlik ise insanın hem kendisine hem de topluma yalan söylemesidir. Bu iki hastalık bir araya geldiğinde, kurumlar çürür, toplum yozlaşır, kardeşlik bağları kopar.
Oysa liyakatli olan, bilgisiyle, ahlakıyla, adaletiyle öncülük eder. Hakikatli olan, doğruyu söyler, hakkı ayakta tutar, Allah’tan korkar, kuldan utanır. Böyle olan bir yönetici, makamını Allah’a hizmet vesilesi görür; insanların kalbini incitmez, gönül yapmayı şeref bilir.
Unutulmamalıdır ki; yetki de imkan da geçicidir. Koltuk da makam da insana verilmiş bir emanettir. Asıl olan, bu emaneti hakkıyla taşımaktır. Dünyevi ihtiraslarla kirlenen, şerefi hırsla tüketen, insanları ezen hiçbir makamın kıymeti yoktur.
Bugün hakka, adalete, merhamete dayalı bir idare anlayışını savunmayanlar; yarın mahkeme-i kübrada Allah’ın huzurunda tek tek hesap vereceklerdir. Çünkü orada torpil yok, hile yok, kibir yoktur. Orada sadece hakikat vardır.
Liyakatli ve hakikatli olmak; dünyada huzuru, ahirette kurtuluşu kazandırır.
Geriye baki kalan tek şey ise insanların kalbinde bıraktığın dua yahut bedduadır.
Liyakat ve Hakikat
Yayınlanma :
03.10.2025 14:21
Güncelleme
: 03.10.2025 14:21
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: