Bir ben kaldım huzurevine gitmeyen…
Anneler günü dolayısıyla milletvekilleri, adaylar, başkanlar yani eline buketi, çiçeği alan herkes hafta sonunu huzurevinde geçirdi.
Gitmesin mi, elbette gitsinler
Ama sadece anneler gününde değil, yılın her günü gitsinler
Yani bir seçim malzemesi yapmasınlar anneleri
Yani sadece anneler gününde hatırlanan insanlar haline getirmesinler huzurevinde kalanları.
Haksız mıyım?.
*****
Adana’daki huzurevlerine gidip bakın.
Kimler var, kimler yok?
Ben gidip gördüm, gezdim
“Ben annemi de babamı da seviyorum” deyip huzurevine yatıranları mı ararsınız…
“Sen burada daha rahat edersin” diye annesini babasını götürüp oraya bırakanları mı?
*****
Eskiden Adana’da huzur evi mi vardı
Herkes annesini ve babasını ölene kadar yanından ayırmazdı
Torunlar dedeleriyle, nineleriyle birlikte büyürdü, onlara masal anlatırlardı
Hayırlı evlat, atası son nefesini verene kadar her ihtiyacını giderirdi
‘Dört atanın dördü de bir’ diye boşuna mı söylemiş atalarımız
Ama icraata gelince öyle değil.
Elden ayaktan düştün mü, sana hemen huzurevinin ne kadar yararlı olduğunu anlatmaya çalışırlar
*****
Bir evde ya gelin istemiyor, ya damat.
Yaşlı kadıncağız ne yapsın?
Yaşlı adamcağız bu yaştan sonra kimin kapına gitsin?
Sonunda emekli aylıklarının bir kısmını huzurevine verip kendilerini oraya atıyorlar
Başka sığınacak dalları kalmıyor çünkü
Yılın bir günü iki buket çiçek vermekle de çözülmüyor bu sorun
*****
Bugün huzurevinde evladının yolunu gözleyen ne anneler ne babalar var
Böyle anneler gününde gidip kutlamak güzel de..
Ya diğer günler..
Yılın 364 günü o yaşlı insanlara kim gidip geliyor
Kim annesinin babasının hatırını soruyor
*****
Aslında ne gerek var huzurevine gitmeye
Ne de olsa cep telefonu diye bir şey var
Sesini duysanız yeter
Ses verirlerse eğer!